Menu
RSS
AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatandaşımızı Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatanda…

Antalya'da 1 kişinin öldüğü 2'...

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep Beraber Olmak Dileğiyle

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep B…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağlığım, Hakkımdır!"

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağl…

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçi...

Prev Next

Antalya Alevi Bileşenleri: Bu Karanlığa Teslim Olmayacağız

Antalya Alevi Bileşenleri: Bu Karanlığa Teslim Olmayacağız

2 Temmuz 1993’te hunharca katledilen ve tarihe insanlık ayıbı olarak geçen Madımak Katliamı’nın yıldönümünde Antalya Alevi Bileşenleri basın açıklaması yaparak bir kez daha katliamı yapanları lanetlediler. Bu tür baskı ve zulmün yıllardın Aleviler üzerinde uygulandığını dile getiren

Alevi Bileşenleri adına basın açıklamasını okuyan Pir Sultan Abdal Derneği Antalya Şubesi’nden Gürbüz Evren 2 Temmuz günü Sivas’ta katliamın lanetlenmesi yürüyüşünde orada olacaklarını belirtti.

Bu tür katliamların üzerlerinin örtülmesinin, Madımak gibi birçok katliamın daha yaşanmasının sorumlusu olduğunu dile getiren Evren konuşmasında şunlara değindi:

“2 Temmuz 1993’de Sivas’a düşen ateş yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak için Sivas’a giden aralarında aydınlarımızın, ozanlarımızın, gençlerimizin olduğu ülkenin aydınlık yüzü semah dönen 33 canımızı aramızdan koparan katliamın üzerinden 25 yıl çeyrek asır geçti.

Daha önce 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum katliamlarına seyirci kalan, faillere kol kanat geren devlet 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamında da aynı rolünü oynamaktan geri durmamıştır.

Madımak Otelinde kurtarılmayı bekleyenler, geçen her dakikada ölüme daha fazla yaklaşırken dönemin hükümeti katliamı izlemekle yetinmiş, mağdurların değil, faillerin yanında yer almıştır.

Dönemin Başbakanı Çiller katliamın ardından “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” derken, yine dönemin Cumhurbaşkanı Demirel “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır. Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır”  sözlerini sarf etmiştir.

13 Mart 2012’ de faillerin bir bölümünün “zaman aşımı” gerekçesi ile ceza almaktan kurtarılmasını sağlayan mahkeme kararını değerlendiren dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ise “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” demiştir.

En yetkili ağızlardan çıkan bu sözler devletin Sivas Katliamı karşısındaki tutumunu tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.

Nitekim devlet katliamın ardındaki güçlerin ortaya çıkmasını engellemek için adeta seferber olmuştur. Yıllarca süren dava sürecinde önce deliller karartılmış, faillerin kaçmasına göz yumulmuş,  zaman aşımı kararıyla failler devlet eliyle korunmuştur.

Aradan geçen 25 yıl çeyrek asra rağmen aynı zihniyet devam ediyor!

Farklı dilleri, inançları ve kültürleri ‘tek dil, tek din, tek millet’ anlayışıyla baskılayanlar gerici zihniyetin kendisini yeniden yeniden üretmesi zeminini güçlendirmeye devam ediyor. Halkların barış içinde, kardeşçe bir arada yaşama zemini mezhepçi ve otoriter anlayışıyla her geçen gün daha fazla zehirleniyor.

Sivas utancıyla yüzleşmek yerine katillere kol kanat gerenler yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam ediyor.

Sivas, hatta daha öncesinde Maraş ve Çorum katliamlarının üzeri örtüldüğü için, 19 Aralık, Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç olmak üzere pek çok katliam yaşadık. AKP’nin baskı ve zulmüne karşı birleşen milyonların eseri Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledildi.

Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı 10 Ekim Ankara Katliamı ile yüreğimize kapkara 100 bıçak daha saplandı. Ortaçağ karanlığı zihniyetinin ürünü yakarak katletme vahşeti Madımak’tan sonra KHK larla tüm emekçilerin ve aydınların iş ekmek özgürlük ve yaşam haklarını da zapturapt altına almaktadır.

Öte yandan ölümü, katliamı sıradanlaştıran zihniyet bugün ülkenin tamamında OHAL uygulaması ile toplumsal muhalefetin sokağa çıkmaları engellenmekte sıkıyönetim koşullarına terk edilmektedir.  Hala Madımak’ın dumanı tütüyor. Kültür varlıkları, kadim kentler yerle bir ediliyor. Başta Maraş olmak üzere Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelere mülteci kampları kurulmasında ısrar ediliyor.

Katliamlarla savaş alanına çevrilmiş bir ülkede acıdan başka paylaşacak bir şeyin bırakılmak istenmediği bir karanlığa itiliyoruz.

Oysa alışmanın, kanıksamanın kabullenmek olduğunu en iyi bizler biliyoruz. Adaletsizlik üzerine inşa edilen bu yağma ve sömürü düzenine alışmadık.  Alışmayacağız. Katliamlara, ölümlere alışmayacağız. Bu karanlığa teslim olmayacağız.

Sivas’ta, Suruç’ta, Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de, Roboski’de, Gezi Direniş’inde,  10 Ekim Ankara katliamında yaşadığımız acıyı unutmamız elbette mümkün değil.

2 Temmuz’da canlarımızı anmak için Sivas’ta olacağız. Katliamlarda kaybettiğimiz canlarımızı saygı ile anıyoruz. Devirleri daim olsun”

yukarı çık
0
Paylaşım