Menu
RSS
AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatandaşımızı Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatanda…

Antalya'da 1 kişinin öldüğü 2'...

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep Beraber Olmak Dileğiyle

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep B…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağlığım, Hakkımdır!"

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağl…

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçi...

Prev Next

Antalya SOL Parti: Türkiye Ekonomisinde Büyük Çöküş

Antalya SOL Parti: Türkiye Ekonomisinde Büyük Çöküş

Sol Parti Antalya İl Örgütü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından dün açıklanan Yeni Ekonomik Programa dair yazılı bir açıklama yaptı. “Türkiye Ekonomisinde Büyük Çöküş” başlığıyla yapılan açıklamada  “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bugün açıkladığı

Yeni Ekonomi Programı (YEP) AKP’nin artık halka zayıf bir umut dahi vaat edemediğinin vesikasıdır. Bunun en açık göstergesi 2023 yılında bile işsizliğin tek haneli rakamlara inemeyeceği itirafıdır. İşsizlik %10.9 tahmin ediliyor.

2020 yılı için gerçekleşmesi öngörülen %13.8 işsizlik oranı da gerçekçi değildir. Kısa çalışma ödeneği, nakit desteği programlarından yararlanan ve iş olursa çalışacağını beyan eden yurttaşlarımız da dahil edilirse gerçek işsizlik oranının %40’a çıkacağı biliniyor.

Söz konusu programların yıl sonuna uzatılacağına ilişkin somut bir bilgi de bulunmuyor.” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye ekonomisinin AKP’li yıllarda ancak büyük cari açıklar vererek, dolayısıyla dış borçlarını artırarak büyüdüğü belirtilerek “2021-2023 aralığında her yıl %5 veya üzerinde büyüyüp sınırlı cari açıklar verdikten sonra cari fazlaya döneceği beklentisi de bir hayal ürünü görünmektedir.

Türkiye’nin bu rantçı piyasacı üretim yapısıyla cari açık vermeden, dolayısıyla dış yükümlülüklerini artırmadan tatminkar bir büyüme sağlaması olanaksızdır.” Değerlendirilmesinde bulunuldu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Berat Albayrak’ın açıkladığı programın projeksiyonları 2023 yılına kadar uzanıyor. Bilindiği gibi 2023 Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümüdür. Bu noktada zamanın başbakanı Recep Erdoğan’ın 2011’de açıkladığı 100.yıl hedeflerini hatırlamak yerinde olacaktır.

İddiaya göre 2023 yılında Türkiye ekonomisi 2 trilyonluk bir üretim hacmine ulaşacak, kişi başına gelir 25 bin doları aşacak, ihracat 500 milyar doları geçecekti. Geldiğimiz noktada bırakın bu hedefleri yakalamayı, ekonomisi giderek gerileyen,

halkının yaşam standartları düşen bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız.

Kamucu, Kalkınmacı, Eşitlikçi, Emekten Yana Bir Ekonomik İçin

Bundan böyle AKP yönetiminin, ortaklarıyla birlikte düşünülürse Cumhur İttifakı’nın Türkiye’ye ne siyasi ne de ekonomik olarak vereceği bir şey kalmamıştır. Öyle bir batağa saplanılmıştır ki, ekonomide içi boş vaatler savurmak bile artık mümkün olamamaktadır.

Bir iktidar değişikliğiyle Türkiye ekonomisini kamucu, kalkınmacı, eşitlikçi, emekten yana, ekolojik dengeleri gözeten bir ekonomi rotasına oturtmaktan başka çıkar yol yoktur.

Türkiye Ekonomisinde Büyük Çöküş

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bugün açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) AKP’nin artık halka zayıf bir umut dahi vaat edemediğinin vesikasıdır. Bunun en açık göstergesi 2023 yılında bile işsizliğin tek haneli rakamlara inemeyeceği itirafıdır.

İşsizlik %10.9 tahmin ediliyor. 2020 yılı için gerçekleşmesi öngörülen %13.8 işsizlik oranı da gerçekçi değildir. Kısa çalışma ödeneği, nakit desteği programlarından yararlanan ve iş olursa çalışacağını beyan eden yurttaşlarımız da dahil edilirse

gerçek işsizlik oranının %40’a çıkacağı biliniyor. Söz konusu programların yıl sonuna uzatılacağına ilişkin somut bir bilgi de bulunmuyor.

Bilindiği gibi açıklanan enflasyon rakamları kamuoyunda şüpheyle karşılanmakta, yaşanan “hayat pahalılığı” ile istatistikler örtüşmemektedir. Ancak YEP’te yer alan yıl sonu %10.5 tüketici fiyatları tahmini gerçekleşen enflasyon rakamları göz önüne alındığında gerçekçi değildir.

Çünkü yılın ilk 8 ayında tüketici fiyatları %7.29 arttığı için, döviz kurunun iyice sıçradığı bir dönemde son 4 ay için %3.2 enflasyon tahmini çok düşük kalmaktadır.

Türkiye ekonomisinin AKP’li yıllarda ancak büyük cari açıklar vererek, dolayısıyla dış borçlarını artırarak büyüdüğü ortadadır. 2021-2023 aralığında her yıl %5 veya üzerinde büyüyüp sınırlı cari açıklar verdikten sonra cari fazlaya döneceği beklentisi de bir hayal ürünü görünmektedir.

Türkiye’nin bu rantçı piyasacı üretim yapısıyla cari açık vermeden, dolayısıyla dış yükümlülüklerini artırmadan tatminkar bir büyüme sağlaması olanaksızdır.

Çarpık Ekonomi Politikaları Ekonomiyi Zayıflattı, Halkı Yoksullaştırdı         

Büyük iddiaların aksine, son yıllarda Saray Rejimi’nin uyguladığı çarpık ekonomi politikalarıyla Türkiye ekonomisinin giderek zayıfladığını, halkın fakirleştiğini YEP rakamları dahi ortaya koyuyor. Resmi istatistiklere göre, 2013’te GSYH 958 milyar dolar iken,

kişi başına gelir 12.582 dolardı. 2023’te yani tam 10 sene sonra dahi GSYH’nin ancak 958 milyar dolar, kişi başına gelirin ise 10.033 dolar olacağı tahmin ediliyor.

2020’de GSYH’nin 702 milyar dolar, kişi başına gelirin ise 8.381 milyar gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu GSYH’de 2007’ye, kişi başına gelirde 2006’ya dönmek, heba edilmiş 13 yıl anlamına geliyor.

Berat Albayrak’ın açıkladığı programın projeksiyonları 2023 yılına kadar uzanıyor. Bilindiği gibi 2023 Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümüdür. Bu noktada zamanın başbakanı Recep Erdoğan’ın 2011’de açıkladığı 100.yıl hedeflerini hatırlamak yerinde olacaktır.

İddiaya göre 2023 yılında Türkiye ekonomisi 2 trilyonluk bir üretim hacmine ulaşacak, kişi başına gelir 25 bin doları aşacak, ihracat 500 milyar doları geçecekti. Geldiğimiz noktada bırakın bu hedefleri yakalamayı, ekonomisi giderek gerileyen,

halkının yaşam standartları düşen bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız.

Kamucu, Kalkınmacı, Eşitlikçi, Emekten Yana Bir Ekonomik İçin

Bundan böyle AKP yönetiminin, ortaklarıyla birlikte düşünülürse Cumhur İttifakı’nın Türkiye’ye ne siyasi ne de ekonomik olarak vereceği bir şey kalmamıştır. Öyle bir batağa saplanılmıştır ki, ekonomide içi boş vaatler savurmak bile artık mümkün olamamaktadır.

Bir iktidar değişikliğiyle Türkiye ekonomisini kamucu, kalkınmacı, eşitlikçi, emekten yana, ekolojik dengeleri gözeten bir ekonomi rotasına oturtmaktan başka çıkar yol yoktur.

yukarı çık
0
Paylaşım