Menu
RSS

Antalya CHP İl Kadın kolları Başkanı Deveci: Yuvayı Yıkan İstanbul Sözleşmesi Değil Şiddettir

Antalya CHP İl Kadın kolları Başkanı Deveci: Yuvayı Yıkan İstanbul Sözleşmesi Değil Şiddettir

Eski eşi tarafından 21 yerinden bıçaklanan Ayşe Seyidoğlu’na destek vermek için ADAP, ANTBİRKAP ve Emekli Polis Yardımlaşma Derneği adına yapılan açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının istenmesine tepki gösteren CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci,

“Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Aileyi yasalar değil şiddet parçalar. İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocukları şiddetten korur” dedi. Seyidoğlu ise, “Korkularımız çok büyük” diye konuştu.

Eski eşi tarafından 21 yerinden bıçaklanan Ayşe Seyidoğlu’na destek vermek için Akdeniz Dayanışma Platformu (ADAP), Antalya Birlik ve Kardeşlik Platformu (ANTBİRKAP), Emekli Polis Yardımlaşma Derneği adına 12 Kasım Salı günü Antalya Adliyesi önünde yapılan açıklamaya,

İstanbul Sözleşmesi’nin iptali istendiği gerekçesiyle CHP’li kadınlardan tepki geldi. Parti il binasında bir araya gelen partili kadınlar basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdi. Ayşe Seyidoğlu’nun da katıldığı toplantıda,

“Yuvayı yıkan İstanbul Sözleşmesi değil şiddettir” yazılı pankart açıldı. CHP’li kadınlar, “Sessiz kalma suça ortak olma, kadın cinayetleri politiktir, haklı şiddet yoktur, biz ölmek istemiyoruz” şeklinde yazıların bulunduğu dövizleri gösterdi.

Kadınlara partili erkekler de destek verdi. Partili kadınlar adına açıklamayı İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci yaptı.

“Anladık Ki İstanbul Sözleşmesi Yeterince Anlaşılamamış”

Platform adına Antalya Adliyesi önündeki açıklamayı yapan ANTBİRKAP Başkanı Hasan Hüseyin Cengiz’in, İstanbul Sözleşmesi’nin vakit kaybetmeden uygulamadan kaldırılmasını istediğini hatırlatan Deveci,

“Bir kez daha anladık ki İstanbul Sözleşmesi yeterince anlaşılamamış” diyerek sözleşmenin içerikleri hakkında hatırlatmalar yaptı. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcı ilk uluslararası sözleşme olduğunu hatırlatan Deveci,

“11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak anılıyor. Tam adı ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesidir.’

Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetten arınmış bir toplum yaratmak için yapılmış bir sözleşmedir. Kadını her türlü şiddete karşı korumak kadına yönelik şiddeti ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak amacı taşır” diye konuştu.

“Şiddetin Önlenmesi Ve Mücadeleye İlişkin Standartlar Öngörüyor”

İstanbul’da imzalanan ve 14 Mart 2012’de TBMM’de onaylanarak 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye dahil 20 ülke tarafından imzalandığına dikkat çeken Deveci, “İstanbul sözleşmesinin en önemli özelliği biyolojik veya

hukuki ailevi bağı olup olmadığına bakılmaksızın ev içi şiddet ve kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin standartlar öngören, Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk belge olmasıdır. 

Kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşitliğin sağlanmasının bu şiddeti önlemede en önemli anahtar olduğunu ifade eder. Sözleşme, hem ev içi özel alan hem kamusal alanda şiddet yasaklanmalıdır.

Tüm bireyler için yaşama hakkını sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri almakla taraf olan devletler yükümlüdür. Şiddet mağdurlarına eşit koruma sağlanması çerçevesinde erkeklere ve çocuklara yönelik maddeler de içerir.

Özel düzenlemeler yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

“Sorun Tam Uygulanmaması”

İstanbul Sözleşmesi’nin ailenin yıkımını değil, sağlıklı bilinçli bireylerle devamını esas almakta olduğunu vurgulayan Deveci, “Bizim temel sorunumuz İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin yönetmeliklerinin ve bağlantılı olduğu Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş

CEDAW sözleşmesinin tam uygulanmamasından kaynaklanmakta” dedi. Kadına yönelik şiddetin ferdi bir sorun değil toplumsal bir sorun olduğunun da altını çizen Deveci, “Bu sorunun çözümlenmesi için kadınlara yönelik ayrımcılığın

kaldırılmasına yönelik uluslararası sözleşmelerin referans alınması ve yaşama geçirilmesi gerekmekte” açıklamasında bulundu.

“İstanbul Sözleşmesi Kadın Ve Çocukları Korur”

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve son bulması için cinsiyetçi ve kadın erkek eşitliğini hükümsüz kılan yasal düzenlemelerin uygulamadan kaldırılmasını istediklerini belirten Deveci, “Konu ile ilgili çalışmaların kadın örgütleri ile birlikte hayata geçirilmesini,

iyi hal haksız tahrik indirimi uygulamaktan vazgeçilmesini ve caydırıcı yaptırımlar getirilmesini, kadınların ekonomik özgürlüğünün sağlanması ve fırsat eşitsizliğinin ortadan kalkmasını istiyoruz. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir.

Aileyi yasalar değil şiddet parçalar. İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocukları şiddetten korur” şeklinde konuştu.

“Hesabını Soracağız”

Son olarak “Nerede bir kadın eziliyorsa, kadına yönelik şiddet varsa, haksızlık varsa, sömürü taciz tecavüz varsa hesabını soracağız” diyen Deveci, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bunun mücadelesini veren kadınlara ve kadın örgütlerine ‘Kapitalizmin taşeronu feminist örgütler kadınları bilinçlendiriyor. Kadınlar haklarını öğrenince adliyelere koşuyor. Talepleri haklı bulundukça da adliyeye yansıyan vakalar artıyor.

Bunlarda ailenin parçalanmasına sebep oluyor. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi iptal edilsin” diyen anlayışı şiddetle kınıyor ve mücadelemize ara vermeden devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Emine Bulutlar olmasın, Ayşenurlar ölmesin.

Ayşeler yaşasın, kadınlar yaşasın.”

“Hunharca Bıçaklandım”

Eski eşi tarafından 21 yerinden bıçaklanan Ayşe Seyidoğlu ise, “Yaşadıklarım çok vahim. İnsanlığa sığmayan bir olay. Evimin önünde servis beklerken hunharca bıçaklandım. Ölüme terk edildim. Zor kurtuldum” diyerek kendisine destek olanlara teşekkür etti.

“Korkularımız Çok Büyük”

“Kadınlar ölmesin” diyen Seyidoğlu, kendisini bıçaklayan eski eşinin ifadelerine de şok olduğunu söyledi. Eski eşinden kaçtıklarını dile getiren Seyidoğlu, “Burada da geldi bizi buldu ve katliamını yaptı” ifadelerini kullandı. Tehdit altında olduklarını da iddia eden Seyidoğlu,

“Bizim korkularımız çok büyük. Çocuklarımı kaçırma tehdidi var” dedi

yukarı çık
0
Paylaşım