Antalya Eğitim İş’ten Manidar Gönderme: TÜİK Mucizesi!
- Yazan Super User
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült yazı boyutunu büyüt
Eğitim İş Sendikası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, asfari ücretin belirlenme sürecinde TÜİK tarafından “Mucizevi” şekilde enflasyonun “DÜŞÜK” çıkmasına manidar bir gönderme yaparak TÜİK Mucizesi diye ifade etti.
Eğitim İş Sendikası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada konu ile ilgili şunları belirtti: “Göstermelik kurulan Toplu Sözleşme Masası, göstermelik yapılan pazarlıklar, yalancıktan yapılan ‘cüzdan atma eylemleri’ ve bugün gelinen durum...
Pazılın parçalarını bir araya getirdiğimiz zaman durum çok daha netleşiyor ve yetkili gözüken eli-kolu bağlı sendikanın kamu çalışanlarını sefalete sürüklediği gerçeği gün gibi ortaya çıkıyor.
Bu senaryo hayata geçirilirken de devletin artık en güvensiz kurumlarından biri haline getirilen TÜİK kullanılıyor. Bu kurumumuz adeta imkansızı zorlamakta, aşağıda rakamlarla verdiğimiz hayat şartlarını,
biz kamu çalışanlarına ve emeklilerine dayatmaktadır.
Beklenen olmuş ve yıllardır bağımsız bir devlet kurumu olma işlevini yitiren Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sokaktaki sefalete rağmen komik bir enflasyon rakamı açıklamıştır. TÜİK'e göre aralık ayında enflasyon yüzde 1,25 iken,
yıllık enflasyon ise sadece 14,6 olarak gerçekleşmiştir. Açıklanan bu gerçek olmayan rakam, geçen yıl yandaş konfederasyon ve hükümet eliyle düzenlenen TİS'e göre memurların ve memur emeklilerin alacağı zammı da belirlemiştir.
TÜİK'in çizdiği bu tablo ve geçen yılki rezil TİS'e göre kamu emekçisi yüzde 7,36, Bağkur ve SGK emeklisi yurttaşlar ise sadece yüzde 8,36 zamla yaşamaya çalışacaktır.
Oysa henüz korona kabusu yokken imzalandığı halde hakaretvari bir zam öngören TİS, pandemi ve tepetaklak giden ekonomiyle birlikte gerçekliğini yitirmiştir. TÜİK'in yalanları, halkın cebini yakan gerçekleri örtememektedir.
Son bir yılda elektrik ve doğalgaz yüzde 30'dan fazla, yumurtaya yüzde 80, ayçiçek yağına yüzde 60 zam gelmiştir. Temel gıda maddelerindeki bir yıldaki zamlar incelendiğinde ortalama zam oranının yüzde 50'ye yakın olduğu görülecektir.
Kırmızı et yemek, artık kamu emekçisi için bir lüks haline gelirken, emekçinin sırtındaki tek kambur tüketim kalemlerindeki artış da değildir. Aynı şekilde yeni yıla yeni vergi zamlarıyla girilmiş, ekonomik cehenneme daha da odun atılmıştır.
Şimdi ise saray ve şürekası kendilerine zam üstüne zam yaparken, milletten alınan vergilerle yandaş müteahhitler zengin edilirken, iktidara yakın holdinglerin vergi borçları bakkal defteri usulüyle silinirken, kamu emekçisinin yüzde 7,36 ile,
yani iktidarın kendi belirlediği enflasyon oranından bile düşük bir artış ile yaşaması beklenmektedir. Bu kabul edilemez!
Her şeyden önce daha korona kabusu dünyaya ve ülkemize çökmemişken ve dolayısıyla ekonomiyi daha da tahrip etmemişken yapılan yüzde 3 + 3'lük zammı tarifleyen Toplu İş Sözleşmesi, artık tamamen hükümsüz kabul edilmeli, yenilenmelidir!
Bu yenileme yapılırken kamu emekçisinin alım gücündeki düşüş, ekonomideki daralma, sokaktaki gerçek enflasyon, vergi ve cezalardaki hızlı artış, ezcümle gerçek rakamlar dikkate alınmalıdır.
İçinde birden çok insanın yaşadığı milyonlarca haneye sadece tek maaş girdiği gerçeğine göz kapatmadan, bu hanelerden alınan vergiler, en azından pandemi süresince Hazine tarafından karşılanmalıdır.
Devlet bu yüzden vardır ve devletin yönetimini emanet alan hükümet, bu yükümlülükleri yerine getirmekle görevlidir!
İktidar yandaşlarını semirten, halkı yoksullaştıran ekonomi politikalarını uygulayanlar, "Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller demek ki" diyenlere halkın hakettiğinin kuru ekmekten fazlası olduğunu göstermenin,
emeğin hakkını yüceltip insanca yaşama yakışır ücretler almanın vaktidir!”