Menu
RSS

Antalya’dan Dünyaya Açılan Büyük Başarı, Müziğe Tutundu Olmazı Başardı

Antalya’dan Dünyaya Açılan Büyük Başarı, Müziğe Tutundu Olmazı Başardı

O müzisyenlerin en büyük hayali olan Mozarteum’a kabul edildi. Maddi imkansızlıklar yüzünden okula gidemeyecek olan Beş, bu durum karşısında yılmadı.Eğitimi için konserler düzenleyen Beş’e en büyük destek ünlü sanatçılardan geldi. Beş elde ettiği konser gelirleri ve burs verenler sayesinde

20 Aralık’ta Avusturya’da eğitime başlayacak. Dünya sanatçılarını yetiştiren konservatuvar Mozarteum’a kabul edilerek başarısını Antalya’dan dünya sahnesine taşıyan genç müzisyen Ebru Beş, hayallerine doğru hızla adım attığı zorlu bir yolculuğa çıktı.

Henüz 23 yaşında olan Ebru Beş, 2017 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden yüksek onur derecesiyle mezun oldu. İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliği yaparken Türkiye genelinde konserler veriyordu.

Dünyanın en iyi konservatuvarlarından biri olan Mozarteum’un yetenek sınavlarına katılmak üzere Haziran ayında Salzburg’a gitti. Uluslararası üne sahip gitar virtüözlerinin yer aldığı jürinin yaptığı sınavı burslu olarak kazanarak Türkiye’ye döndü. Ancak Antalya’da Sütçüler’de yaşayan dar gelirli bir ailede yetişen genç sanatçı için Avusturya’ya gidebilmenin masraflarını karşılamak oldukça zordu.

Bu nedenle kendisinin sahne aldığı bir dizi konser düzenlendi. Sosyal medyada ünlü sanatçıların yaptığı paylaşımlar, televizyon ve radyo yayınlarıyla hızla yayılan bu çaba bir kampanyaya dönüştü. Konser gelirleri ve burslarla genç yeteneğin Avusturya’da eğitim almaya gidebilmesinin önünde bir engel kalmadı. Genç gitarist Ebru Beş’in Antalya’dan Salzburg’a uzanan başarı hikayesini konuştuk.

MÜZİĞE TUTUNDU OLMAZI BAŞARDI

Gitar merakından müzisyen olma yolculuğuna dönüşen bu başarı hikayesi nasıl başladı?

Çocukluğumdan beri müzisyen olmak istiyordum ama bir enstrümanım yoktu ve ailemi bu fikre ikna etmem zaman aldı. Enstrüman çalmaya 15 yaşında Halk Eğitim’de 40 kişilik sınıflarda başladım. 17 yaşındayken klasik çalmaya başladım. İlk gitarımı da o zaman aldım. Sonra üniversite ve güzel sanatlar sınavlarını kazanarak Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim almaya başladım.

Şimdi kullandığım gitarı üniversiteden hocam Atahan Kaya hediye etmişti. Öğrencilik yıllarımda kendimi sahnede hayal ederek her gün saatlerce çalışırdım. O dönemde küçük çaplı konserler verdim. Türkiye’de çok güzel gitar festivalleri düzenleniyordu.

Onlara katılarak dünyaca ünlü sanatçılarla masterclasslar yapma fırsatı buldum. Türkiye’den ve yurt dışından gelen usta müzisyenlerle çalışarak ve onların performanslarını izleyerek çok şey öğrendim.

DÜNYA SANATÇILARINI YETİŞTİREN OKUL

Mozarteum dünyaca ünlü sanatçıları yetiştiren bir okul. Türkiye’den gidip bu okulun sınavı kazanmak için nasıl hazırlandın?

Mozarteum’a kabul aldığım için gerçekten çok mutluyum. Sınava hazırlanırken ‘Kazanamazsın, başka okullar dene’ gibi tepkiler alsam da bu beni yıldırmadı. Kendime inandım ve gidip denemek istedim. Jüride bulunan bütün müzisyenlerin albümlerini dinleyip onlar kadar kusursuz çalmaya çalıştım.

Avusturyalı Marco Tamayo, Arjantinli Isabel Siewers, Amerikalı Eliot Fisk gibi büyük sanatçıların önünde bir saat gitar çalacağım bu seyahatin ufkumu genişleteceğini düşündüm. Onlara Bach, Barrios ve Kaspar Mertz çaldığım sınavdan sonra kazanamayacağım endişesine kapıldım.

Ama sonra “Türk bir kız geldi ve çok başarılı” diye konuşulduğunu öğrenince yaşadığım heyecanı tarif edemem. Kazanabildiğim için çok mutluyum. Bölüm başkanı olan Isabel Siewers, büyük zorluklarla mücadele edip oraya gittikten sonra eğitime hak kazandığımı öğrenince bana şöyle dedi: “Seni benden iyi kimse anlayamaz. Çünkü ben de gençliğimde Arjantin’den Paris’te bir gitar festivaline gitmek istediğimde 6 aylık maaşımı veriyordum.”

HAYALİM İSPANYA’DA FLAMENKO ÇALMAK

Genç bir yetenek olarak nasıl bir gelecek düşlüyorsun?

Erdem Sökmen, Kağan Korad, Jason Vieaux, John Williams gibi ustalar kadar iyi gitar çalabilmek istiyorum. Bazılarından romantik dönem, bazılarındansa barok dinlemeyi daha çok seviyorum. Benim Latin müziğine çok ilgim var. İspanya’da flamenko çalmayı istiyorum. Romantik eserler çalmayı da çok seviyorum.

Albümlerimin olmasını, dünyanın her yerinde konserler vermeyi ve dünya müzisyenleriyle birlikte oraların müziklerini deneyimlemek istiyorum. Ayrıca yeni yetişen müzisyenlerin yolunu açmayı hedefliyorum. İlk olarak müzisyenlik serüvenimi anlatarak yol gösterici yazılar yazacağım bir blog sayfası da açmayı düşünüyorum.

SPONSOR BULUNAMIYOR

Filarmoninin geçmişten bugüne değişimini nasıl görüyorsun? Antalya bu alanda ne durumda?

Biz gitaristler çoğunlukla tek başına hareket ediyoruz. Gitar sanatçıları ve öğrencilerinin katıldığı gitar festivalleri yapıyoruz. Bu etkinlikler çok güzel oluyor. Ama artık başka enstrümanlarla birlikte çaldığımız konserler düzenlenmeli. Neden bir keman öğrencisiyle sahneyi paylaşmayalım? Adrasan’da üniversite hocalarımın Likya Gitar Günleri adı altında düzenlediği çok güzel bir festival vardı.

Uluslararası sanatçılarla birlikte çok güzel geçen bu festival bizim için oldukça geliştirici oluyordu. Ama sponsor bulamadığı için birkaç yıldır gerçekleştirilemiyor.

O festivalin devam etmesini çok isterim. Ahmet Kanneci’nin genel sanat yönetmenliğini yaptığı festival de gerçekten çok güzel. Ancak birkaç yıldır festivalin yarışma bölümü devam etmiyor. Programa yeniden yarışma eklenirse çok daha güzel olur. (Kaynak: Hürriyet)

yukarı çık
0
Paylaşım