Menu
RSS

Antalya SOL Parti İl Başkanı Aydın: Ya Çete Düzeni Ya Demokrasi! Bu Pisliği Sol Temizler!

Antalya SOL Parti İl Başkanı Aydın: Ya Çete Düzeni Ya Demokrasi! Bu Pisliği Sol Temizler!

Sol Parti Antalya İl Örgütü suç örgütü lideri Sedat Peker’in itiraflarıyla açığa çıkan çete-mafya – iktidar ilişkilerini protesto etti. Attalos Heykeli önünde bir araya gelen Sol Parti üyeleri adına konuşan Sol Parti Antalya İl Başkanı Aysel Aydın

“Yıllardır ”vatan-millet-ezan” diye diye halka ve ülkemize karşı her türlü kötülüğü yapan; bugün AKP ve MHP iktidar şemsiyesi altında semirmiş bu çetelerle hesaplaşmak ancak bu siyasal İslamcı faşist iktidarla,

bu harami düzeniyle hesaplaşmakla mümkün olacaktır.

Korkmadan, çekinmeden, geri adım atmadan bu karanlığın üzerine gitmek, ülkemizi aydınlığa çıkartmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Olan biteni dizi izler gibi, sessiz kalarak seyretmenin anlamı yoktur.

Eğer bugün susarsak, toplumun dokuları iyice çürüyecek, umutsuzluk kol gezecek, ortalığa yayılan pislikleri sineye çekerek içimize kapanmak kaçınılmaz hale gelecek.

Gün mücadele günüdür. Gün, tek adam rejiminin yarattığı bütün pislikleri temizleme günüdür.

Bu pislikten ancak sol bir anlayışla, halktan-emekten yana, antiemperyalist, kamucu, özgürlükçü, laik ve demokratik bir seçenekle kurtulabiliriz” dedi.

Sol Partililer sık sık “ çeteler halka hesap verecek, zam zulüm mafya işte AKP, susma sustukça sıra sana gelecek” şeklinde slogan attılar.

Sol Parti Antalya İl Başkanı Aysel Aydın’ın basın açıklamasının tam metni:

“Çete-mafya iktidar ilişkisi mevcut sosyal-ekonomik düzenin (kapitalizm) ve bu düzenin halihazırdaki yürütücüsü, siyasal İslamcı rejimin doğasında vardır.

İnsan emeğinin ve doğal kaynaklarımızın sömürüsü; rant-talan ekonomisi, kara para aklama, bir avuç sömürücünün çıkarı uğruna halkın yoksullaştırılması ve her türlü muhalif sesin bastırılması,

sindirilmeye çalışılması ancak kurulan bu kirli ilişkilerle sağlanabilmiştir.

Haberin Videosu:

Çeteler, ABD emperyalizmine bağımlı faşist devletin egemen sınıfların çıkarlarını korumak için oluşturduğu baskı kurumlarından birisidir.

Türkiye tarihinde, 12 Mart öncesi ve 70’li yıllar boyunca gerçekleştirilen suikastler, katliamlar, provokatif saldırılar bu kontrgerilla yapısının eseridir. Bu yapı, 12 Eylül sonrasındaki karanlık cinayetlerden ve Susurluk’tan geçerek bu günlere uzandı.

AKP iktidarı, önceleri cemaatle kurduğu ittifakta, bu kirli ilişkileri kendisine göre dizayn etmeye çalıştı, devletin her kademesini ele geçirmeyi hedefledi. Kendi aralarında güç savaşına girişince, 15 Temmuz süreci yaşandı.

Sonrasında iktidar eski İslamcı-Türkçü çete artıklarıyla ittifak kurmayı seçti ve bugünkü çeteleşmiş devlet yapısı ortaya çıktı.

Türkiye’nin uluslararası uyuşturucu ticaretinden kara para geçiş hatlarına uzanan bir dolu kirli ilişkinin merkezî haline gelmesi, kamu bankaları üzerinden yandaş sermayedarlara kaynak aktarılarak

medya operasyonlarına girişilmesi, suç örgütlerinin meydanlarda miting yaparak muhalifleri ve halkı tehdit etmesi, cihatçı çetelere kaynak ve silah aktarılması, adrese teslim ihalelerle kamu kaynaklarının yağmalanması,

para ve kişisel çıkar için milletvekilerinin iradelerini suç örgütlerine teslim etmeleri...

Tüm bu çürümüşlük, tüm bu pislik, iktidarın kurduğu bu kirli ittifakların doğrudan sonucudur.

Bugünkü hesaplaşma da bu kirli ittifaktaki dağılmanın bir sonucudur.

Görülüyor ki tüm bu ilişki ağı ne bir “derin devlet” ne de “kişisel ilişkiler ağı” değildir. Bizatihi devletin kendisi ve devletleşmiş bir siyasal İslamcı faşizmin parçasıdır.

Bu karanlıkla, bu çürümüşlükle hesaplaşmanın bu kirli güçlerin kendi aralarındaki çarpışmalarından geçmeyeceği açıktır.

Bu ilişkilerin merkezinde olan Süleyman Soylu, hala o koltukta oturmaya, konuşmaya devam ediyor!

İktidara Sesleniyoruz: Sorumlusunuz, Suçlusunuz!

Biriniz değil, hepiniz!

Sarayınız, partiniz, rejiminiz, yandaşınız, çeteniz, tarikatınız hepiniz suçlusunuz!

İstifa edin GİDİN!

Ya siz gideceksiniz ya halk süpürecek

Bu ülkenin temiz, dürüst, demokrasiden ve özgürlükten yana olan tüm yurttaşlarına sesleniyoruz:

Yıllardır ”vatan-millet-ezan” diye diye halka ve ülkemize karşı her türlü kötülüğü yapan; bugün AKP ve MHP iktidar şemsiyesi altında semirmiş bu çetelerle hesaplaşmak ancak bu siyasal İslamcı faşist iktidarla,

bu harami düzeniyle hesaplaşmakla mümkün olacaktır.

Korkmadan, çekinmeden, geri adım atmadan bu karanlığın üzerine gitmek, ülkemizi aydınlığa çıkartmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Olan biteni dizi izler gibi, sessiz kalarak seyretmenin anlamı yoktur.

Eğer bugün susarsak, toplumun dokuları iyice çürüyecek, umutsuzluk kol gezecek, ortalığa yayılan pislikleri sineye çekerek içimize kapanmak kaçınılmaz hale gelecek.

Gün mücadele günüdür. Gün, tek adam rejiminin yarattığı bütün pislikleri temizleme günüdür.

Bu pislikten ancak sol bir anlayışla, halktan-emekten yana, antiemperyalist, kamucu, özgürlükçü, laik ve demokratik bir seçenekle kurtulabiliriz.

Ülkemizin tüm aydınlarını, ilericilerini, yurtseverlerini, gençlerini, kadınlarını, işçilerini ve tüm emekçilerini bu köhnemiş karanlığa karşı mücadeleye çağırıyoruz!

Memleketi ve geleceğimizi bu çirkinliğin, kötülüğün pençesinden kurtaralım!”

yukarı çık
0
Paylaşım