Menu
RSS
AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatandaşımızı Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatanda…

Antalya'da 1 kişinin öldüğü 2'...

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep Beraber Olmak Dileğiyle

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep B…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Prev Next

Akdeniz DİSK: Artık Yeter, Geçinmek İstiyoruz

Akdeniz DİSK: Artık Yeter, Geçinmek İstiyoruz

DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, yaptığı basın açıklamasında “Bizim aklımızla dalga geçmeyin!

Biz Türk Lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.

Biz ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirket değiliz. Döviz geliri garantili ihaleleri biz almadık. Evet döviz yükseldikçe onlar kazanıyor. Ülkenin kaynaklarını ucuza kapatmaya gelen petrol prensleri kazanıyor.

Peki kim kaybediyor. Türk Lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor” dedi.

DİSK Akdeniz Bölge Temsilciliğine ve Genel İş Antalya Şubesi üyesi işçiler Attalos Meydanı’nda “Artık Yeter, Geçinmek İstiyoruz” pankartıyla protesto eylemi yaptılar. Eyleme KESK, CHP, HDP, Halkevleri, TBMMO, Antalya Tabip Odası, SES, Tüm Bel Sen, BES ve sendika üyeleri katıldı.

Sık sık “Hükümet İstifa” sloganlarının atıldığı eylemde konuşan Küçük, “İşsizlik, pahalılık, zamlar, faturalar belimizi büküyor.

Biz çalışıyoruz, bir üretiyoruz, bu ülkenin ekonomisini biz büyütüyoruz ama geçinemiyoruz. Borçla yaşamaya çalışıyoruz. Patronlardan çok vergi veriyoruz” dedikten sonra şöyle devam etti:

İş yeri işyeri, meydan meydan anlatıyoruz.

Milyonlarca işçi adına, emekçi adına, emekli adına, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırıyoruz.

Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Her sabah yeni zamlara uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz.

Üstüne üstlük son günlerde dövizin hızla artışıyla ekmek aslanın ağzından midesine indi.

Ülkeyi yönetenler "dövizden size ne" diyorlar.

Bizim aklımızla dalga geçmeyin! Biz Türk Lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.

Biz ayrıcalıklı 3-5 müteahhit şirket değiliz. Döviz geliri garantili ihaleleri biz almadık. Evet döviz yükseldikçe onlar kazanıyor. Ülkenin kaynaklarını ucuza kapatmaya gelen petrol prensleri kazanıyor.

Peki kim kaybediyor. Türk Lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor.

Ülkeyi yönetenler Türk Lirasının değer kaybetmesi ile övünüp buna "kurtuluş savaşı" diyorlar. Oysa paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor.

Türkiye Avrupa'nın en düşük asgari ücretinde Arnavutluk ile yarışıyor.

"Türk Lirası değer kaybedince ücretler azalacak, rekabet gücümüz artacak, yabancı sermaye Türkiye'ye akacak" diyorlar.

Yok öyle yağma! Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir. Uluslararası pazarlarda kelepire satılığa çıkarılacak şahsa ait bir mal değildir.

Yabancı sermaye için, petrol prensleri ve kralları için "kelepir emek kelepir memleket" diye tezgâh açanlara direneceğiz!

TL ucuzlasın, emek ucuzlasın, memleketin taşı toprağı ucuzlasın tezgahını bozacağız!

Bugün ülkemize, emeğimize sahip çıkmak yurtseverliğin gereğidir.

  • TL'nin ve emeğin değersizleştirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir.
  • TL'nin değersizleşmesi nedeniyle yaşanan tüm kayıplar asgari ücret artışıyla telafi edilmeli, bu artışta işçiler büyümeden de pay almalıdır.
  • Asgari ücretin ve tüm ücretlerin asgari ücret tutarı kadar bölümünde vergi ve kesintiler kaldırılarak tüm ücretlere 1000 lira iyileştirme yapılmalıdır.
  • İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımı önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır.

Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Yoksulluğa ve emeğimizin ucuzlatılmasına teslim olmayacağız.

Kara Kışı İşçi Baharına Çevireceğiz!

Üretimden gelen gücün kullanımı da dahil olmak üzere demokratik her türlü yöntemle direneceğiz!

Bu ülke, bu halk, bu ülkenin işçi sınıfı satılık değildir!

Emeğimizi ve memleketimizi savunmak için omuz omuza!

Demokrasinin, hukukun, adaletin egemen olduğu Emeğin Türkiye'si için omuz omuza!

İNADINA SENDİKA, İNADINA DİSK!”

yukarı çık
0
Paylaşım