Antalya Genel İş Başkanlığına Yeniden Seçilen Küçük: And Olsun Ki Bu Topraklarda Zalimin Zulmüne Son Vereceğiz

yeniden Genel İş Antalya Şube Başkanlığına seçildi. Küçük delegelerle beraber sloganlar eşliğinde salona girdi.

Haberin Videosu:

Genel İş Antalya 9. Olağan Kongresi divanın seçimi ile başladı. Divan başkanlığına Çetin Çalışkan, üyeliklere ise Ayhan Süel, Cennet Taş seçildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrası açılış konuşmasını yapan divan başkanı TÜİS Daire Başkanı Çetin Çalışkan Genel İş Sendikası’nın mücadele tarihini kısaca özetlediKongreye katılanların konuşması için kısa konuştuğunu belirten alışkan ilk olarak

CHP eski milletvekili ve eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a söz verdi. Akaydın yaptığı konuşmada işçilerin mücadelesinin önemine değinerek içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreçte hep birlikte omuz omuza mücadele etmek gerektiğini ve yapılacak olan genel seçimde

mevcut ceberrut iktidarın gönderilmesi gerektiğini belirtti. Daha sonra söz alan Polat Balkan, KESK Şubeler Platformu Sözcüsü ve Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez konuşmalarında genel seçimde birlikte hareket ederek demokratik bir geleleceğin şekillendirilmesi gerektiğini belirttiler.

Tüm Bel sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt ise Mayıs ayının önemine değinerek 1 Mayıs, 6 Mayıs, 18 Mayıs, 30 Mayıs tarihlerinin yanına bir de 14 Mayıs’ın eklenerek Mayıs ayını taçlandırmak gerektiğini anlattı.

Daha sonra kürsüye gelen Genel İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük: “Bizlere Haklarımızı kimse gümüş tepsi içinde sunmadı, tarihte de sunmadılar bu günde sunmayacaklar.

Biz biliyoruz ki dün olduğu gibi bu gün de haklarımızı yan yana omuz omuza vererek, mücadeleyle kazanacağız.

Yan yana geleceğiz, omuz omuza vereceğiz haklarımız için DİSK in GENEL-İŞ in çatısı altında bu mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz.

And olsun ki bu topraklarda zalimin zulmüne son vereceğiz,

And olsun ki bizi açlığa mahkum eden bu düzeni ortadan hep birlikte kaldıracağız,

And olsun ki gün gelecek devran dönecek ve hesap verecekler,

İşçi sınıfına hesap verecekler, halka hesap verecekler,

Ve biz bu ülke de bu topraklarda demokrasinin, işçinin ekmeği olduğu bilinciyle eşitliğin, özgürlüğün, adaletin ve barışın egemen olduğu, demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği emeğin Türkiyesini kuracağız, hep birlikte kuracağız.”

Küçük konuşmasına şöyle devam etti: Antalya’nın dört bir yanında her türlü baskı ve sindirme politikalarına karşı dimdik ayakta duran işçi sınıfının yüz akı Genel- İş sendikamızın yürekli üyeleri, Genel Kurulumuzun sayın delegeleri ve katılım sağlayan ve onur veren değerli misafirlerimiz,

9. Olağan Genel Kurulumuza hoş geldiniz diyor, sizleri saygıyla, sevgiyle ve umutla selamlıyorum.

Sınıf ve kitle sendikacılığının Türkiye’deki en büyük örgütlü gücü olan Genel Hizmetler İşçileri Sendikası, Genel- İş 22 Nisan 1962’den günümüze, işçi sınıfının sorunlarına çözümler üretmeye, çare olmaya çalışmıştır.

DİSK’in ve Sendikamızın unutulmaz Genel Başkanı Abdullah Baştürk önderliğinde sendikamızın yaptıkları Türkiye işçi sınıfı tarihine altın harflerle kazınmıştır.

Nasıl bir tarihin üstüne mücadele yürüttüğümüzün farkındayız ve bu mücadeleyi daha da ileriye taşıyacağız.

Sendikamız adına kuruluşundan bugüne mücadele eden şu an hayatta olmayan genel başkanından üyesine bütün sınıf yoldaşlarımızı saygı ve özlemle anıyorum.

28.Aralık.2019 tarihinde Olağanüstü kongremizde sendikal örgütlerde yöneticilik yapmanın sorumluluk ve fedakârlık gerektirdiğini, zor ve yorucu olduğunu dile getirmiştik. Yılmadan yorulmadan işçi sınıfının haklı mücadelesi için en önde bu mücadeleyi vermeye hep beraber devam edeceğiz. 

Göreve geldiğimizde işçi sınıfının yakıcı temel sorunu olan, kölece çalışmanın aracı haline gelmiş, güvencesiz çalışmanın kalesi olmuş taşeron şirket işçiliğine karşı amansız bir mücadele bizi bekliyordu.

Yine yakın zamanda ortaya çıkan kiralık işçilik uygulamasıyla yaratılmaya çalışılan kölelik düzeni çalışmaya karşı yine biz meydanlardaydık. Sefalet ücreti olan asgari ücret insanca yaşanabilir bir ücret olsun diyerek alanlarda olan yine DİSK’ ti. GENEL-İŞ’ ti.

Kıdem Tazminatının Fona devredilme tartışmalarına alanlarda biz karşı koyduk.  OHAL ilan edildiğinde kimse sokağa çıkartılmazken sokağa çıktık, KHK zulmüyle ve ihraçlarla haksız hukuksuz yere ihraç edilen emekçiler işlerine dönsün dedik. Demokratik bir hukuk devleti istedik, karanlığa hayır dedik.

Belediye şirket işçilerine eşit haklar diyerek bölgemizin dört bir köşesinde binlerce üyemizle sokağa çıktık. Tek adam rejimine hayır dedik.

Bu amansız mücadelenin içine girdiğimiz dönemde sendikamızla ilgili karanlık senaryoları hep beraber boşa çıkardık. Ve şubemizin üye sayısını üç katına hep beraber çıkardık. Buna emeği geçen herkesi candan, yürekten kutluyorum.

Bizler her kışın bir baharı olduğuna, karanlığın sonundaki aydınlığa olan inancımızı koruyarak özlenen baharı, beklenen aydınlığı getirmek için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz.

Demokratik, laik bir ülkede, barış ve kardeşlik içinde, insanca bir yaşam mücadelesi veren, işçi sınıfının geçmişten geleceğe uzanan sendikal mücadelesinin yüz akı Genel-İş’liyiz.

İşçi sınıfının yürekli önderleri, Sendikamız üyesi işçiler, ülkemiz işçi sınıfının yaşadığı bütün sorunları iliklerine kadar hissetmektedir.

Taşeron belasının en yoğun olduğu iş kollarından birinde çalışmaktayız. Taşeronlaşmaya karşı büyük bir mücadele verdik, her an meydanlardaydık. Taşeron yasaklansın, norm kadro kaldırılsın ve belediye şirket işçilerine kadro verilsin dedik. Tabi ki yeterli görmüyoruz ama taşerondan belediye şirketlerine geçişler bu mücadeleler sayesinde oldu.

Biz sokakları, işyerlerini örgütleyip kamuoyu oluşturup siyasi iktidara baskı kurarken, Sendika şube binalarından dışarıya çıkmayan, iktidarla aynı gemide olan sendikalar bu düzenlemeyi Hükümetin bir lütfu olarak sundular.

Biz ne dedik; Bu lütuf değil her aşamasında işçi sınıfının, mücadelesi ve alın teri olan bir kazanımdır. Hepimizin kazanımıdır.

Taşeron, geçişle birlikte hala birçok eksikliğin olduğunun farkındayız. Bu ucube sistemi çalışma hayatından ve ülkeden söküp atana kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Kadro hakkımızı da talep etmeye devam edeceğiz. Kadroyu alana kadar mücadeleye devam edecek miyiz??? 

Gelin biraz önce hep beraber mücadele edeceğiz dediğimiz, bu mücadelede nelerle karşı karşıyayız bir bakalım. Öncelikle hafızamızı biraz tazeleyelim. Biliyorsunuz taşerondan belediye şirketlerine geçişler 696 Sayılı KHK ile oldu. Bu KHK çıktıktan sonra neler yaptık?

✓ İlk olarak KHK ile yapılan düzenlemenin haksız, eşitsiz, adaletsiz sonuçlar üreteceğini, bir çok hata olduğunu, bunların geçişte sorun yaratacağını, kamu işçileri arasında ayrım yapılmadan tüm kamu işçilerinin kadroya geçirilmesi gerektiğini söyledik.

✓ Yaptığımız basın açıklamaları ile belediye şirket işçilerine kadro verilmediğini, eşitlik ilkesinin göz ardı edildiğini, sınav şartının kabul edilemeyeceğine değinerek “kadro mücadelemizin” bitmediğini ilan ettik. Sonrasında bu açıklamayı ülkenin dört bir yanında binlerce işçi ile sürdürdük.

Değerli mücadele arkadaşlarım;

Sendikamızın örgütlenme çalışmalarına yönelik engeller ve saldırılar devam etmektedir.

 ✓ Özellikle Belediye seçimlerinden sonra işbaşına gelen bazı belediye yönetimlerinin ilk icraatları çalışanlara sendika değiştirme baskısı oldu.

✓ İşveren baskılarına karşı durmaları gerekirken, iktidar ve işveren desteğiyle var olan sendikaları biliyoruz.

İşkolumuzda işveren baskısını talep ederek, can havliyle işyerlerindeki varlıklarını biraz daha uzatma nafile çabası içinde olanların durumu, sendika hareketi adına içler acısıdır.

✓ Buradan tüm sendikalara ve işverenlere sesleniyoruz: İşçinin sendika seçme özgürlüğünü elinden almayın. Gerekirse seçim sandığını ortaya koyalım işçiler kendi sendikalarını seçsinler. Yetkili sendika referandumla belirlensin. İşveren ve iktidar gücünü kullanarak sendikacılık yapmayı tarihe gömelim.

Sendikalara düşen, sınıfın haklarını dayatmalara ve baskılara rağmen sonuna kadar savunmaktır. İşçi sınıfı alternatifsiz değildir. Alternatif DİSK’tir Genel-İş’tir.

Kıdem tazminatının fona devri ve benzeri emek düşmanı saldırılar devam edecek. Ama bütün bu saldırılara dur diyen bu mücadele de sürecek.

Bu mücadele hepimizin mücadelelisidir. Bunu hep beraber başaracağız. Daha çok örgütleneceğiz, Daha da büyüyeceğiz, Daha da güçleneceğiz.

“Bu ülkede üretim yoksa işsizlik olacak, çarklar dönmüyorsa açlık olacak. İnsanların intihar etme noktasına geldiği bir ülkede yaşıyorsak süreci iyi tahlil edip mücadelemizi yürütmemiz lazım”

“Ekonomik kriz, açlık, KHK’ler, kayyum atamaları, zorla sendika değiştirmeler, hukuksuzluklar…

Ekonomik ve siyasi krizin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu zorlu süreçte bir arada olmalıyız. Bu karanlık süreci aydınlığa çevirmek için DİSK’li GENEL-İŞ’li olmak gerekiyor.

“Bir yandan ekonomik krizin etkileri diğer yandan hak ve özgürlüklere yapılan saldırılar.

Demokrasi işçinin ekmeğidir diyoruz. Demokrasiyi sadece işçi sınıfı için değil bütün kesimler için istiyoruz.

Dolayısıyla olup bitenlere karşı göz yumamayız. Kayyum, demokrasinin başlıca sorunlarından biridir”

Türkiye sermaye açısından tam bir vergi cennetidir. “Ücretlerimizden aldığımız ürüne kadar vergi ödüyoruz. Vergi adaletsizliği en temel sorunlardan biri. Vergilerin düşürülmesi, vergide adalet sendikamızın temel ilkesidir.”

Gençleşen bir işçi profili olduğunu ve kadın işçilerin de önemli oranda arttığını, “Genç ve kadın işçiler arasında örgütlenmenin daha özel bir çalışmayı, gençlerin kadınların GENEL-İŞ’in içinde görev yapacağı bir çalışmayı mutlaka örgütlemeliyiz.

Bu genel kurulun birliğimizi sağlayıp en ileriden mücadeleyi örgütleyecek bir genel kurul olacağına inanıyoruz.

Bu Genel kurul GENEL-İŞ’in yönetiminden üyesine büyük sorumlulukları yüklüyor. En geniş mücadeleyi örgütleme zorunluluğunu üstlenmiş bulunuyoruz”

Bizlere Haklarımızı kimse gümüş tepsi içinde sunmadı, tarihte de sunmadılar bu günde sunmayacaklar.

Biz biliyoruz ki dün olduğu gibi bu gün de haklarımızı yan yana omuz omuza vererek, mücadeleyle kazanacağız.

Yan yana geleceğiz, omuz omuza vereceğiz haklarımız için DİSK in GENEL-İŞ in çatısı altında bu mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz.

And olsun ki bu topraklarda zalimin zulmüne son vereceğiz,

And olsun ki bizi açlığa mahkum eden bu düzeni ortadan hep birlikte kaldıracağız,

And olsun ki gün gelecek devran dönecek ve hesap verecekler,

İşçi sınıfına hesap verecekler, halka hesap verecekler,

Ve biz bu ülke de bu topraklarda demokrasinin, işçinin ekmeği olduğu bilinciyle eşitliğin, özgürlüğün, adaletin ve barışın egemen olduğu, demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği emeğin Türkiyesini kuracağız, hep birlikte kuracağız.

Ve inanıyoruz ki sevgili mücadele arkadaşlarım, ve biliyoruz ki GENEL-İŞ Antalya Şube Genel Kurulumuzdan büyük usta Nazım Hikmet dizeleriyle bir kez daha söylüyoruz ki ; 

dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,

dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…

Hep birlikte mücadeleyle, Hep birlikte kazanacağız.

Yolumuz açık olsun, Yolumuz açık olsun.

Ve bugün burada bizleri yalnız bırakmayan, bizlere güvenen tüm kardeşlerimi, mücadele arkadaşlarımı kucaklıyorum, ve Hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz”

Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu:

Şube Başkanı: Vedat Küçük, Şube Yönetim Kurulu (Asil): Veli Yaman, Mustafa Altun, Mehmet Kara, Mehmet Ergün

Şube Yönetim Kurulu (Yedek):Tevfik Özdeş, Deniz Şen, Dilay Demiröz, Ahmet Yıldız, Ömer Kaya

Denetim Kurulu Asil: Bilal Özcan, Serdar Kaya, Teslime Erdem, Fatih Öztürk, Coşkun Akbıyık/ Denetik Kurulu Yedek: Özgür Öğütlü, Bülent Gür, Leman Ay, Nimet Özbek, Uktu Akyol

Disiplin Kurulu Asil: Bülent Erol, Barış Özdemir, Fırat Kerse, Zekiye Ünal, Turgut İçen / Disiplin Kurulu Yedek: Ali Sar8ıtaş, Hasan Cerben, Alattin Özdeniz, Ahmet Benli, Buket Gür

Üst Kurul Delegeleri Asil: Vedat Küçük, Veli Yaman, Mustafa Altun, Mehmet Kara, Mehmet Ergün, Tevfik Özdeş, Bilal Özcan, Fatih Öztürk, Teslime Erdem

Üst Kurul Delegeleri Yedek: Tarık Tuzcular, Hediye Şahin, Sevim Binici, Mustafa Anatürk, Ömer Kaya, Kübra Tat, Timur Gökkurt, Gürbüz Abbak, Hamit Sartekin