Menu
RSS

Antalya JMO Başkanı Çeltik’ten Uyarı: Yok Olmayla Karşı Karşıya Ama Çözümü Var

Antalya JMO Başkanı Çeltik’ten Uyarı: Yok Olmayla Karşı Karşıya Ama Çözümü Var

2018 yılı dünya verilerine göre sudan en az katma değer sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Çeltik, “Afrika ile neredeyse aynı katma değeri sağlıyoruz. Buda bizim suda az gelişmişliğimizi gösteriyor” dedi.

Elmalı ilçesine dikkat çeken Çeltik, “Elmalı’nın son 15 yıldaki yağış verilerine baktığımızda yağış rejiminin yüzde 10 azaldığını, fakat su kaynakları rezervinin yüzde 40’tan daha fazla kullanıldığını görüyoruz.

Burada bir dengesizlik söz konusu. Bilinçsiz kullanım ve soru işaretleri var. 1990’lı yıllarda 5-10 metrede olan yeraltı suları 2020’li yıllarda 90 metrelere çekilmiş durumda.

Kuraklıkla birlikte insanlar bilinçsizce sondajlarla yeraltı sularına yöneliyor” açıklamasında bulundu.

“Göller yöresindeyiz ve birçok göl, hacminin yüzde 40-50’sinden fazlasını kaybetmiş durumda” diyerek Elmalı’daki Avlan Gölü’ne dikkat çeken Çeltik, şunları dile getirdi:

“Avlan Gölü geçmişte kurutulmuştu ama daha sonra rehabilite edilerek belli bir düzeye geldi. Eğer bugünden önlem alınmaz, denetimler artırılmaz ve insanlar bilinçlendirilmezse Avlan Gölü tekrar kuruyabilir.

Yok olmayla karşı karşıya ama çözümü var. Biz mühendisler olarak bu konuda bilgi ve birikimimizi aktarmaya hazırız. Elmalı’daki düdenden yıllık ortalama 60-70 milyon metreküp su ne yazık ki boşa akıyor.

Bir tarafta su boşa gidiyor, diğer tarafta Elmalı’nın suyu 10 metreden 90 metrelere gerilemiş ve göl kurumayla karşı karşıya. Burada tam olarak ‘Su akar Türk bakar’ sözüyle karşı karşıyayız.”

Bölgede çiftçilerin mağdur olmaması için kaçak sondajların önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Çeltik, Elmalı Kaymakamlığı ve bölgedeki kolluk kuvvetlerini göreve davet ederek, “İnsanlar mağdur olmasın.

Su kamu malıdır. Bölgedeki bütün insanların hakkı. Kaçak sondaj açanlar bölgedeki suyu bilinçsizce kullanarak tüketiyor. Denetimlerin artırılarak sondajlara sayaç takılmasını ve

ne kadar suyun kullanıldığının tespit edilmesini istiyoruz” diye konuştu. 

Son 30 yılda yağış rejimi yüzde 10 civarında azalırken su kaynaklarının ortalama yüzde 60-70 oranında yok olduğunu belirten Çeltik, Korkuteli ilçesini de örnek gösterdi.

İlçedeki bahçelerin kuruduğuna ve çiftçilikten memnuniyetin azaldığına işaret eden Çeltik, “Korkuteli artık tarım anlamında geri dönülmez hale geldi. Burada suya daha az ihtiyaç duyan ürünlerin tarımı yapılmalı” dedi.

Diğer ilçeleri de örnek gösteren Çeltik, Gazipaşa’da 40-50 metrede olan yeraltı sularının 200-250 metrelere, Korkuteli’nde 15-20 metrede olan yeraltı sularının da 120 metrelere çekildiğini söyledi.      

Dünyadaki kavim göçlerinin kuraklıklardan kaynaklandığına işaret ederek suyun önemine dikkat çeken ve sürdürülebilir tarımın önemli olduğunun altını çizen Çeltik, iklim değişikliği ve kuraklığın bir gerçek olduğunu söyledi.

Antalya’nın tarım ve turizm şehri olduğunu hatırlatan Çeltik, kentin 50 veya 100 yıllık planları olup olmadığını sordu. Antalya’nın tamamında tarım, turizm yapılmalı mı? sorularının cevabının çok önemli olduğunu vurgulayan Çeltik,

“Tarım 19 ilçenin tamamında yapılabilir ama buna altyapı ve çevre müsaade ediyor mu? Su kaynaklarımız yeterli mi?” diye sordu.   

Dünya rezervlerine ve rakamlara bakıldığında suyun yüzde 80’ini tarımın, yüzde 10-15’ini sanayinin ve yüzde 5-10’unu insanların kullandığını kaydeden Çeltik, yüzde 10’luk kullanımın olduğu yerde edilecek tasarrufun

çok düşük seviyede kaldığına dikkat çekti. Esas yapılması gerekenin en çok suyun kullanıldığı tarımda radikal değişikliğe gitmek olduğunu vurgulayan Çeltik, “Tarımda radikal değişikliğe gitmek şart.

Nasıl ki imar planlarında ticaret, konut ve sanayi tesisi alanları önceden belli olmuşsa tarım alanlarında da planlama yapılmalı. Tarım planları kesinlikle olmalı.

Suya çok ihtiyaç duyan bitkiler, suya daha az ihtiyaç duyan bitkiler, kuru tarım gibi sıralama yapılmalı. Nerede hangi ürünlerin üretileceği önceden belirlenmeli. Bizim insanımız önce yatırım yapıyor sonra suyu arıyor” şeklinde konuştu.

Çeltik, tarımsal planlamada yerelde tarım ilçe müdürlüklerine ve üniversitelere büyük görevler düştüğünü de sözlerine ekledi.

Antalya’nın içme suyunun yüzde 95’inden fazlasını yeraltı sularından karşıladığını belirten Çeltik, “Antalya’da su ne yazık ki sahipsiz. ASAT’ın suyu arayıp bulmak ve dağıtmak gibi iki önemli asli görevi var.

2 binden fazla çalışan var ve suyun dağıtımında çalışan personel sayısı yüzde 99’dan fazla. Suyu arayan sadece 1 kişi. Binde 1 bile değil. Antalya’daki kurumların kadrolarını güçlendirmesi gerekiyor.

ASAT’ta Yeraltı Suları Arama Şube Müdürlüğü ve Daire Başkanlığı kurulmasını önemsiyoruz. Eğer biraz daha geç kalınırsa Kuraklık İdaresi kurulur. Kurumlarda yetişmiş kadro yok.

Su ile ilgili bütün kurumların kadrolaşması lazım. Devlet Su İşleri’nin aldığı yer bilimci sayısı da belli. Bütün kurumlarda aynı şey söz konusu” ifadelerini kullandı.

Son olarak kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Çeltik, “Dünyada ve ülkemizde suyun nasıl yönetileceğini, su havzalarını, ne kadar su kaldığını bilen bizler jeoloji mühendisleriyiz. Bu konuda çok iyi yetişmiş meslektaşlarımız var. 

Bizim Antalya’da Su Komisyonumuz bulunuyor. İstenirse gideriz ücretsiz eğitim veririz. Önlemleri sunarız. Su siyaset üstü bir konudur. Milletvekillerimize yazı yazarak Elmalı bölgesini ziyarete gideceğiz” dedi.

yukarı çık
0
Paylaşım