Menu
RSS

TİP Üyesi Bir Grup Partiyi Eleştirerek İstifa Etti

TİP Üyesi Bir Grup Partiyi Eleştirerek İstifa Etti

Türkiye İşçi Partisi içinde bir grup, eleştirilerini ifade ettikleri bir metin ile partiden istifa ettiklerini duyurdu. İstifacılar arasında sekiz il örgütü de yer alıyor.

Son genel seçimlere, Emek ve Özgürlük Bloğu çatısı altında giren Türkiye İşçi Partisi Meclis'te dört milletvekili ile temsil edilme şansı yakaladı. Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen tahliye edilmedi. TİP seçimde yüzde 1.80 oy oranına ulaştı.

TİP 2024 mahalli idareler seçiminde ise Hatay’ın Samandağ ilçesinde belediye başkanlığını kazandı. Ayrıca Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde de seçimi TİP’in desteklediği Bağımsız Belediye Başkan Adayı Ali Kaim kazandı. Ancak yerel seçimde oy oranı yüzde 0.15'e düştü.

Yerel seçimlerde eski futbolcu Gökhan Zan'ın adaylığı tartışma yarattı. Ayrıca İzmir Kemalpaşa'dan DEVA Partisi'nin eski ilçe başkanı Şencan, Karaburun'da ise Vatan Partisi'nin eski il başkanı Mustafa Tosunlar, TİP listesinden aday oldu.

Seçim döneminde başlayan tartışmaların ardından Ankara ve Antalya gibi bazı illerde istifalar yaşandı. Bir hafta kadar önce ise TİP sıralarında milletvekili olarak görev yapan ve son olarak Parti Meclisi'ne seçilen Barış Atay, görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Son olarak ise Temmuz 2024 tarihinde partiye çağrı yapan bir grup, "Türkiye sol/sosyalist kamuoyuna" başlıklı bildiri ile istifasını duyurdu.

İstifacıların parti politikalarına ve yönetime yönelik eleştirileri şu başlıklar altında sıralanıyor:

Türkiye İşçi Partisi, Devrimci Siyasal Hattan Uzaklaşmıştır

Aşağıda yer alan eleştirilerimiz ve sosyalist devrimci hareketin tümüne dair önerilerimiz ışığında belirtmek isteriz ki, Türkiye İşçi Partisi'ni yöneten grup, devrimcilerin eleştirilerini kapsayıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımla ele almayı reddetmiştir.

TİP’in ulaştığı kitleyi siyasal mücadelede etkili devrimcilere dönüştürmek yerine, dar bir kliğin yönettiği ve üyelerin yalnızca "iş yapacak kafa sayısı" olarak nesneleştirildiği bir örgütlenme ve siyaset yapısı tercih edilmiş ve bu tüm partiye dayatılmıştır.

Parti önderliğini üstlenen kadrolar, işçi sınıfı ve yoksul kesimler arasında kalıcı ve devrimci bir örgütlenmeye yönelmek yerine seçimleri ve parlamenter siyaseti öncelikli hâle getirmiş, TİP’in politik söylem ve eylemini düzen içi reformist siyaset pratiklerine başvurarak kurmayı tercih etmişlerdir.

Parti Merkezi, Statükocu Bir Zihniyeti Partide Hâkim Kılmıştır

“Hizip”, “dar örgütçülük”, “partiyi anlamamak” gibi çeşitli yaftalar kullanılarak bir baskı ortamı yaratılmış ve tüm parti üyeleri için tartışma süreçlerinin önü tıkanarak eleştiri-özeleştiri mekanizmaları da büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.

Başarısız olduğu birçok örnekte kanıtlanmış olmasına rağmen partinin tartışılamaz sahipleri gibi hareket eden yöneticilerin TİP’e dayattıkları anlayış, sadece birkaç kişinin herhangi bir öneriyi, uyarıyı, eleştiriyi dikkate almadan partinin tümünü belirleyen kararları verdiği bir örgütsel statüko yaratmıştır.

Kadroların Kendi Kendine Yetişeceği Anlayışı Bir Kez Daha Yanlışlanmıştır

Sosyalist devrimci mücadelede insanların “komünist kadro” niteliği kazanmasını sağlayacak adımlar, parti merkezi tarafından “kitlesel parti öyle olmaz” bahaneleriyle bilinçli olarak hayata geçirilmemiştir.

TİP programına, örgütsel kültürüne, siyasal söylemine yabancı olan üyeler, sosyalist ideolojinin ve devrimci bir politik hattın takipçisi hâline getirilememiş; parti, birçok örnekte sosyalist ideolojiye ve kültüre dışsal sayılabilecek bir politik etkinin altında kalmıştır.

TİP Merkezi, İdeolojik Mücadele ve Sosyalist Devrimci İlkeler Yerine Kolay Yoldan Büyüme Arayışına Girmiştir

Sağcılaşmanın sebebi, örgütlenme ve politik seslenme yollarının kolaycı bir yöntemle ele alınması ve ideolojik netlikten yoksun bir AKP karşıtlığı üzerinden bu kitlenin partiye kısa sürede çok daha hızlı bir şekilde hacim kazandıracağının görülmesidir.

Sosyalist mücadelenin gelişimi için bir fırsat olabilecek genel seçim başarısı, sosyalist sol tarafından sahiplenilmemiş, ayrıca seçim sürecindeki tartışmalar partinin Türkiye sosyalistleri ve Kürt halkıyla olan ilişkilerini zedelemiştir.

Bu hasara neden olan faktörler sadece partinin merkezi kadrolarının sık sık dile getirdiği “solun kıskançlığı” veya “Kürt hareketinin dayatmacı tavrı” gibi argümanlarla açıklanamaz.

İşçi Sınıfına Dönük Bütünlüklü Stratejik Hat Kurulamamıştır

Parti merkezi, işçi sınıfının örgütlenmesi konusunda gündelik mücadelelere uygun örgütlenme araçları geliştirememiş ve sendikal alanda ise hantallaşmış sendikaların yönetimlerine girmeyi hedeflemiştir. Buna ek olarak, günümüz işçi sınıfının durumu hakkında bütünlüklü ve stratejik bir değerlendirme yapılmamıştır.

Parti, işçi sınıfını tanımlarken kullandığı "gri yakalılar" kavramıyla, genellikle kent çeperlerinde yaşayan kent yoksullarını ifade etmekten ziyade, kent merkezlerinde yaşayan, eğitimli ve geleneksel anlamda "kentli" kesimleri kastetmiştir.

"Kent emekçileri" ifadesiyle, partinin halihazırda ilişkide bulunduğu kitle, işçi sınıfının günümüzdeki biçimi olarak tanımlanmış, ancak bu kesim işçi olmaktan çok, "cumhuriyetçilik" ve "laiklik" gibi konularda gösterdiği duyarlılık üzerinden değer kazanmıştır.

Kürt Siyasetiyle Kurulan İlişki Pragmatizme Kurban Edilmiştir

Egemen burjuva siyasal anlayışları besleyen “Kürtler-Kemalistler” ikiliği partiye ve sosyalist siyasal alana giydirilmeye çalışılmış ve Türk kimliğinin öncelikli olduğu bir “hassasiyet hiyerarşisi” yaratılarak, Kürt toplumu ile sosyalist siyaset arasındaki mesafe olumsuz örneklerle açılmıştır.

Aynı süreçte partinin merkezindeki Kürt yönetici kadro sayısı da bilinçli olarak azaltılmıştır.

Türkiye siyasetini, toplumunu ve ekonomisini doğrudan etkileyen çözülmemiş bir sorun olarak yakıcılığını koruyan Kürt sorununda gerçek bir ittifak oluşturulamamış, düzen muhalefetinin dahi açıktan karşısına aldığı kayyum gibi gündemler dışında Kürt halkı yalnız bırakılmış,

seçim ittifakı ise fiilen TİP’in baraj sorununu ortadan kaldıracak bir formül olarak ele alınmıştır.

Kadın Mücadelesi Kota Doldurmakla Geçiştirilmiştir

Toplumsal cinsiyet eşitliğini tüzükte kadın kotası tanımlamakla geçiştiren parti merkezi, kadınların stratejik pozisyonlarda eşit temsiliyet sağlama girişimlerini de yok saymıştır. Çoğunluğu erkek olan karar vericiler, denetlenmedikleri ve hesap vermedikleri her aşamada kadınların varlığını,

fikrini ve eleştirilerini daha az hesaba katarak hareket etmiştir.

Açıklamanın altında, TİP Ağrı İl Örgütü, TİP Amed İl Örgütü, TİP Batman İl Yönetimi, TİP Dersim İl Örgütü, TİP Mardin İl Örgütü, TİP Muş İl Örgütü, TİP Siirt İl Yönetimi, TİP Van İl Örgütü'nün yanısıra çok sayıda il ve ilçe örgütünden üyelerin de imzası yer aldı.

yukarı çık
0
Paylaşım