Menu
RSS

Antalya JMO: ‘Önümüzdeki Süreçte Ciddi Sorunlar Yaşanacak’

Antalya JMO: ‘Önümüzdeki Süreçte Ciddi Sorunlar Yaşanacak’

‘Dünya Su Günü” nedeniyle JMO açıklamada bulundu. Birleşmiş Milletlerin 1993 yılında aldığı bir karar ile 22 Mart’ı “Dünya Su Günü” ilan etmişti. Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından yapılan açıklamada Dünyada, Ülkemizde ve Antalya’da yaşanan ve yaşanacak su krizini hakkında bilgi verdiler.

Özellikle su alanların korunamadığını belirten JMO Başkanı Ali Keleş, önümüzdeki süreçte ciddi sorunların yaşanacağını ifade etti.

"Dünya Su Günü" nedeniyle BM üyelerinin, gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik etmek amacıyla bu isme bir gün adamak anlamına geldiğini dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Ali Keleş,” Su, değdiği her yere yaşam veren, birçok yönüyle yeni yaşamlar yaratan bir element, doğanın temel bileşenlerinden birisidir.

Dolayısıyla insan ve doğa için yaşamsal önemde olan su, tarih boyunca insan ve doğa arasındaki ilişkinin temel belirleyenlerinden birisi olmuştur. Bu anlamda insanoğlunun ‘suyu yararlı kılma’ uğraşısı, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamın gelişimiyle eş anlamlı olarak ilerleme göstermiştir. İnsan, bu anlamıyla suya müdahalelerini fiziksel, iktisadi ve kültürel ‘fayda’ amacıyla gerçekleştirmiştir” şeklinde konuştu.

Su, doğa insan ilişkisi kopartılamaz

İnsanın fayda arayışı insan/su ilişkisini toplumsallaştırmış, toplumsallaşan bu ilişki kendi tarihini yaratmıştı diyen Keleş,” bu amaçla insanın suya müdahalesi, insan/doğa ilişkisinin de en önemli belirleyicilerinden biri olmuştur. İnsanoğlu var olduğu günden beri doğayı tahakküm altına almaya çalışmış, bu çaba da insan ve insanın yaşadığı doğal ortam arasındaki uyumu bozmuştur.

Su, tıpkı insanın olduğu gibi doğanın da metabolizmalarının yaşaması için gerekli olan en önemli öznelerden bir tanesidir. Bu durum bize insan/su ilişkisini kurarken insan/doğa ilişkisine bakmayı da zorunlu kılıyor. Bu anlamda doğa insanlığın bedeni ise doğanın bedenini ayakta tutan da sudur.

İnsanın suyla kurduğu ilişki, yüzyıllarca savaşlara konu olan, onun çevresinde hayat bulan, tarlalarda yeni yaşamların ortaya çıkmasına vesile olan bir biçimde ilerlemiştir. Bilinen ilk yerleşim yerleri su kaynaklarının yanına kurulmuş, Sümerlerden bu yana dünya tarihinde su nedenli yüzlerce savaş yapılmış, su konulu binlerce uluslar arası anlaşma imzalanmıştır” dedi.

Antalya’da su tehlikeli sinyaller veriyor

Ülkemizde su verilerini açıklayan Oda Başkanı Keleş, Antalya’da ilerisi içinde iyi sinyaller verilmediğini söyledi. Oda olarak Antalya, Burdur ve Isparta sınırları içerdiğini belirten Keleş, “Antalya nüfus, coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle tarımda, turizmde, sanayide ve içme-kullanmada olmak üzere su tüketimi yüksek olan bir ildir.

Yüzey suları olarak sürekli veya mevsimin genelinde akışı olan akarsu ve derelerimiz üzerine barajlar, göletler, HES’ler ve sulama amaçlı su çevirme yapıları yapılarak sudan maksimum fayda sağlanma amaçlanmıştır. Manavgat çayı, Dim çayı gibi çok azı turizm amaçlı olarak değerlendirilmektedir.

Akarsuları tehdit eden en önemli unsur yerleşim, sanayi ve tarımsal artıklardır. Antalya’da tüm su kaynaklarının koruma alanlarının belirlenmesi görevi yasayla DSİ’lerine verilmiştir. ‘Antalya kentinin içme-kullanma suyu kaynaklarının koruma alanları’DSİ tarafından tespit edilmiş, ‘koruma alanları ve koruma kriterleri’ TBMM onayına sunulmuş ve 28/12/2009 tarih ve 27446 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır” ifadesinde bulundu.

Daha önceki kararlar ve Resmi Gazete yok sayılıyor

Üst Platoda bulunan düdenler ve koruma alanları tespit edilerek ‘ Mutlak Koruma Alanı’ olarak telle çevrilerek korunurlar demektedir diyen Keleş”bu çerçevede ASAT 2012 yılında Resmi Gazetenin bu hükmü gereği ‘Düdenler ve Koruma Alanları’ ile ilgili çalışmayı yaptırıp, hazırlanan raporu ASAT Genel Kuruluna sunmuş ve onaylanmıştır.

ASAT Hazırlanan raporları meslek odalarına ve ilgili kamu kurumlarına bilgi ve uygulanması amacıyla da göndermiştir. Bu raporlardan bir tanesini de odamıza göndermiştir. Aynı ASAT bu kez 08.12.2015 tarihinde ASAT Genel Kuruluna öyle bir madde değişikliği talebi getirmiştir ki yukarıda anlatılanları, raporları, geçmişte alınan Genel Kurul Kararlarını ve Resmi Gazeteyi yok saymıştır.

ASAT’ın 32 Sayılı Genel Kurul Kararı MADDE 5- Antalya Duraliler Kaynağı İçme Suyu Kuyuları Koruma Alanı İlanında yer alan Yağca, Bıyıklı, Aşağıoba ve Varsak Düdenlerinin bulunduğu alanlar mutlak koruma alanı olarak korunur ve telle çevrilir. (EK 8) şekline dönüştürülmüştür. Yapılan bu değişiklik maddesi bizi ve olayın farkında olan her kesimi rahatsız, tedirgin etmiştir.

ASAT bu kez tespit edilip, koruma alanı belirlenen yaklaşık 231 müstakil düdenlerin korunmasına yönelik çalışmaları yok saymıştır. Bu eleştirilerinde ve önerilerinde kamu hizmeti görevi gören odamız kamusal sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır” dedi.

yukarı çık
0
Paylaşım