Menu
RSS

Atatürk’ün Kızları Darbeden Yana Olamaz Öne çıkarılmış

Atatürk’ün Kızları Darbeden Yana Olamaz

CHP Antalya İl Kadın Kolları son gelişmeleri değerlendirmek için ilçe kadın kolları başkanları ile bir toplantı yaptı. Darbe ve sonrası gelişmeleri kaygıyla izlediklerini, hukukun ve demokrasinin askıya alınma girişimlerine göz yummayacaklarını belirten CHP’li kadınlar, erlere sokak ortasında yapılan davranışları ve provakatif eylemlerde bulunulmasının kaygı yarattığını belirttiler.

Toplantı açılışında bir konuşma yapan CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, bugüne kadar yapılmış tüm darbelerden CHP olarak en çok zararı gören bir parti olarak elbette gerek askeri gerekse de sivil her türlü darbeye karşı olduklarını belirtti.

Ülkede huzurun ve güvenin ancak demokrasinin kurallarının işletilmesi, hukukun üstünlüğünün rehber alınması gerektiğine değinen Deveci konuşmasını şöyle sürdürdü;

“15 Temmuz günü yeni bir olgunun içerisinde bulduk kendimizi. Adına darbe diyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman darbelere karşı yer almışızdır. Çünkü darbelerden her zaman Cumhuriyet Halk Partisi en büyük zarar görmüştür.

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanları tutuklanmış, il başkanları, ilçe başkanları tutuklanmış, her darbeden sonra, bunun sıkıntısını ızdırabını en büyük Cumhuriyet Halk Partisi yaşamıştır. Sonrasında darbe malzeme yapılarak Cumhuriyet Halk Partisi ve Atatürkçü laik Demokrat insanlara en fazla zarar verilmiştir.

Darbe demokrasiye karşı yapılmıştır. Biz bu darbelere karşıyız. Darbelerin her türlüsüne, sivil de olsa, askeri de olsa karşıyız. Demokrasiden yana, cumhuriyetten yana, Atatürk ilkelerinden yana tavrımızı her zaman koruyacak olan insanlarız. Cumhuriyet'te yetişmiş cumhuriyetin kadınları, kızları olarak Cumhuriyetimizin geleceğini savunacak olan gene bizleriz

Bugün ilçe başkanları toplantısında öncelikli olarak başka konular konuşacaktık ancak son gelişmeler nedeniyle bu konuyu değerlendireceğiz. Hukukun üstünlüğü önemlidir.

Demokraside hukukun üstünlüğü demektir. Bir ülkede demokrasi yoksa bir kişinin sözü, bir kişinin hukuk anlayışı geçer. Bir kişinin sözünün dayatılması demokrasinin çok sesliliğine engel olur. Türkiye Cumhuriyeti üçüncü sınıf bir demokrasiye değil birinci sınıf bir demokrasi lâyıktır.

Demokrasi hukukun üstünlüğüdür üstünlerin hukuku değildir yani cumhurbaşkanının Başbakanın ya da birilerinin sözü ile yürütülecek olan bir yönetim tarzı değildir. Hukukun dışına çıktığımız zaman darbecilerin etkisi altında kalırız, onlardan bir farkımız kalmaz.

Darbecilerin linç ettiği insanlara baktığımızda, alanlara çıkan insanların askerlere yaptığını baktığımızda kanımız dondu. O askerlerin ne suçu var? O askerler emirleri yerine getiren çocuklarımız. Er ve erbaşların bir suçu yok, o çocuklar hepimizin çocukları.

Ergenekon Balyoz gibi uydurma bir takım davalarla Ordu'nun prestiji düşürüldü ve küçültüldü. Bir kuruma karşı yapılan bu davranışı, darbecilerin yaptığı bu davranışı kınıyoruz ve üzüntülerimizi dile getiriyoruz

Bütün siyasi partiler darbeye karşı olduğunu söylediler. Alanlara çıkan insanların bazılarının yaptığı provokatif eylemlere de engel olmak gerekir. Bize düşen görev sakin ve sağduyuyla olayları değerlendirmektir. Sakin ve sağduyu ile hareket etmemizi söylememiz, bizim ilelebet sessiz kalacağımız anlamına gelmemektedir.

Bu süreci izleyeceğiz, demokrasinin kurallarına uygun hareket edildiği sürece hukuka uygun yargılamaların olduğu sürece doğru adımlar atılmış olur. Şu ana kadar yapılan gözaltı ve tutuklamalara baktığımızda darbe bahane edilerek bütün kurum ve kuruluşlarda yeniden bir yapılanmaya gidildiği görülmektedir.

Bu süreçte yapılan hiçbir hukuksuzluğa sessiz kalmayacağız. Anayasanın kendisine ve ettiği yemine saygısı olmayan insanların rejimi değiştirme, kendine bağlı bir başkanlık sistemi getirme çabaları ile karşı karşıyayız.

Rejimi değiştirme çabalarına Cumhuriyet Halk Partisi olarak göz yummamız hiçbir zaman mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu devlet anlayışı içerisinde bizde çalışmalarımızı yürüteceğiz ve gerekli önlemlerimizi alacağız.

Günümüzdeki gelişen olaylara baktığımızda, demokratım demekle demokrat olunmadığı daha iyi ortaya çıkmıştır.

Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olduğu anlayışını aklımızdan çıkarmadan, herkesin eşit olduğunu, eşit koşullarda yargılanma hakkına sahip olduğunu ve eşit paylaşımdan yana bilmemiz gerekir. Partimiz Cumhuriyet Halk Partisi de kimsesizlerin kimsesi olmaya devam edecektir, temel felsefemiz budur”

yukarı çık
0
Paylaşım