Menu
RSS

MHP’li Günal: AKP’nin Ödüllendirdiği Zarrab’ı AKP Yargılıyor!

MHP’li Günal: AKP’nin Ödüllendirdiği Zarrab’ı AKP Yargılıyor!

TBMM Genel Kurulunda idama mahkûm edilen İranlı Babek Zencani’nin duruşmalarda Türkiye’de rüşvet dağıttığına ilişkin iddiaların araştırılması için verilen önerge üzerine konuşan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet Günal,

Reza Zarrab’ın ortağı idamlık Zencani’nin iddia ettiği 8,5 milyarlık dolar rüşveti Türkiye’de kimlere dağıttığını sordu ve bunun kurulması istenen araştırma komisyonunda aydınlatılması gerektiğini söyledi.

Zencani’nin Türkiye’deki adamlarının İran’a ambargo uygulandığı için kuralları delerek altın ihracatı ve hayali ihracat yoluyla kara para akladıklarını, Zarrab’ın 1,5 ton altınının yalan beyandan yakalandığını fakat suçun üstünü kapatmak Bakanın talimatıyla Valilik tarafından soruşturmaya izin verilmemesini eleştiren Günal, bununla da kalmayıp altınları kaçıran Zarrab’a AKP’nin Bakanlarının ödül verdiğini sonra da tanımıyoruz diye inkar ettiklerini vurguladı.

Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin Zarrab’a “şarlatan” demesi üzerine dava açtığını fakat MHP İran’dan belgeleri isteyince Reza Zarrab’ın davadan vazgeçtiğini söyleyen Günal, “Korkmuyorsunuz da davadan neden vazgeçtiniz?” diye sorarak sözlerini tamamladı.

Reza Zarrab’ın Ortağı İdamlık Zencani Türkiye’de Kimlere Rüşvet Dağıtmış?

İran’da yapılan operasyon sonucunda “fesatfilarz” yani “yeryüzünde fesat çıkarmak” olarak tabir ettikleri suçla idama mahkûm edilen Babek Zencani’nin duruşmalarda Türkiye ile ilgili önemli açıklamalarda bulunduğu iddialarının araştırılması üzerine bir komisyon kurulması talep edilmiştir.

Bunun önemi ve çok fazla tartışılmasının nedeni de şu anda yine onlarla bağlantılı olduklarını bildiğimiz ve geçmişte haklarında hem araştırma komisyonu kurulması için önerge hem de gensorular verdiğimiz AKP’li eski bakanlar var. Maalesef o zaman parmak çoğunluğuyla aklanmış ve soruşturulmasını engellenmişti.

Bugün bahsi geçen rakam çok büyük, 137 milyon TL’si isimlerini açıkladığı üç bakana olmak üzere Zencani’nin Türkiye’de toplam 8,5 milyarlık dolar rüşvet dağıttığından bahsediliyor. İran kendisinin 2,8 milyarını çaldığını söylüyor. Ben bu vesileyle birkaç şey dikkatinize sunuyorum.

Babek Zencani’nin tutuklandığı tarih 30 Aralık 2013. AKP’lilere 17-25 Aralık 2013 bir şey hatırlatıyor mu? Bugün, Reza Zarrab’ın tutuklanması için finansal işlerle ilgili işlemleri yapan Amerikan Hazine Bakanlığının Bakan Yardımcısı David Cohen 17 Aralıkta İstanbul’daydı. Demek ki, aynı anda hem Türkiye’de hem ABD’de birtakım şeyler yapılıyormuş.

Burada, adı geçen bakanlarla ilgili gensoru konuşulduğunda AKP çok farklı görüşler ileri sürdü, hatta Başbakan Davutoğlu kendilerinin Yüce Divana gitmesi gerektiğini söyledi, hatta Peygamberimize referansla “Kızım Fatıma da olsa elini keserim!” dediğini söyleyerek burada soruşturulması gerektiğini söylemişti, nedense bakanlar Genel Kurul’da aklandılar.

Altın İhracatı ve Hayali İhracat Yoluyla Kara Para Aklanmış!

Zencani’nin Türkiye’deki adamları İran’a bir ambargo uygulandığı için de kuralları delmek için bazı yollar denemişler. Ama mesele bu kadar masum değil, sadece İran’a ambargonun delinmesiyle bitmiyor. Zafer Çağlayan’la ilgili Meclis soruşturması açılmasına ilişkin talebimizi tartışırken burada gördüğüm bir rüyadan bahsetmiştim. Çok “Zihnisinir” projelerle yeni şeyler geliştirmişler. Önce altın ihracatı, sonra altın yasaklanınca, örneğin yükte hafif pahada ağır olan gıda ve ilaç ihracatı yapmışlar. Bunların hiçbirisini soruşturamadık.

Peki, nasıl yapılmış? Örneğin geminin tamamı 5 bin ton alırken,  150 bin tonluk konşimento düzenlemişler. Yani giden para da tam olarak gitmiyor, hayalî ihracat yapılıyor gibi gösterilip paranın karşılığında altın giriyor, para giriyor, dolaştırılıyor belli ülkelerden, sonuç olarak oraya bir aktarma yapılıyor. Yani yeni bir yöntem buluyorlar, Amerika Halkbankasını uyarıp altın ihracatıyla ilgili de petrole de ambargo koyunca bu sefer farklı yollar denenmiş. İşte bu kişiler de o aktarma işlerinde nüfuzlarını yani edindikleri dostlukları kullanarak veya rüşvet yoluyla bu işlemi kolaylaştırıyorlar. Bunun mucidi de Recep Tayyip Erdoğan tarafından o zaman “Saf Çocuk.” diye nitelenen Süleyman Aslan’mış.

İran’daki soruşturma sırasında Reza Zarrab’ın üzerindekiler, Babek Zencani’nin üzerindekilerin bir kısmı kayıtlara girmiş, ama Türkiye’de çok gündeme gelmiyor. Amerika’daki soruşturmayla ilgili de ilgili şirketlerin hepsi yayınlandı. Bunların doğruluğu yanlışlığı araştırılması gerekirken AKP bundan ürktü. O zaman bakanlar da töhmet altında kaldı, istifa ettirildiler ve şu anda Mecliste de yoklar. Yüce Divana yollayalım dedik kabul etmediler. Eğer masumlarsa onlara da yazık oldu, eğer suçluysalar milletin paralarına yazık oldu ve adalet tecelli etmemiş oldu. Şimdi de büyük bir rüşvetten bahsediliyor ve bunun Türkiye’de dağıtıldığı söyleniyor. ABD ülkemizde olanların kaynağını araştırıyor biz burada hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz.

MHP İran’dan Belgeleri İsteyince Reza Zarrab Davadan Vazgeçmişti!

Reza Zarrab, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli kendisine “şarlatan” yani “ne idüğü belirsiz” dediğinde bir dava açmıştı Partimizin avukatları da “İran’dan dosya gelsin, ne varmış görelim.” dediği zaman anında o davadan vazgeçti. O zaman o kadar korkmuyorsunuz da neden vazgeçti? Çünkü dosyanın içinde, soruşturmada bir sürü bilgi, belge var. Demek ki burada bir şeyler oluyor. Eğer üstünü kapatmaz soruşturulmasına destek olursanız en azından ne olup bittiğini anlamış oluruz.

Örnek söylüyorum: “Ben Meclise bilgi veririm.” diyor. Kim diyor? Reza Zarrab’ın şoförlüğünü yapan kişi, avukatıyla konuşan, “tape”lerinin bir kısmı yayınlanan, daha önce adı Adem Gelgeç olan, sonra korkusundan soyadını değiştiren kişi diyor ki: “Beni Meclis çağırsın, ben ifade vereyim.”, “Kimlere ne verdiğini tek tek biliyorum.” AKP’ye sesleniyorum; kuralım bu komisyonu, mademki mahkemede tarafsızlık, güvensizlik var diyorsunuz biz rapor hazırlayalım, mahkemeye biz sunalım.

Amerika denetim yaptı. Bunun üzerine Ziraat Bankasının New York şubesi kaç ay kilitli kaldı? Halkbankasına uyarılar geldi. Ortadaki para az buz para değil ve soruşturulması gerekiyor; Amerika sadece bize değil, Avrupa’nın birçok bankasına bu işlemlere aracılık ettiği için ağır cezalar kesti ve anlaşarak ödediler.

New York şubemizde Ziraat Bankasının web sitesinde var. Amerikan Merkez Bankası ile denetimi yapan kuruluş da, bu şartlara uyacağına dair anlaşma yaptı ve neleri yaptı, ne yaptı bilmiyoruz. Oraya kim para aktardı? Oradan hangi şirketlere, Türkiye’ye para geldi? Bu adı geçen Zarrab’ın üzerine olan şirketlerin bir kısmı tasfiye ediliyor, bir kısmı ortak değiştiriyor, aynı anda Türkiye’de bir şeyler oluyor. Bunların aydınlatılması lazım, bundan korkmamak lazım ama AKP üzerini örttükçe ve araştırılmasından ısrarla kaçtıkça bir şeyler varmış diyoruz.

Altınları Kaçıran Zarrab’a AKP’nin Bakanları Ödül Verdi!

Daha önce Reza Zarrab’ın uçağı gelmiş, ceza yazılmış. Ceza neyle ilgili? Suç tespiti, yanlış beyanla ilgili, içerisindeki altınla ilgili cezayı yazmış, tahsil etmiş gümrük. Ona rağmen Nurettin Canikli diyor ki: “Kardeşim, ben soruşturma izni vermiyorum.” Kime? “Gümrük görevlisine.” Bu suçun üstünü kapatmak değil mi? AKP’lilere soruyorum; Madem bu kadar aklıyorsunuz da neden Numan Kurtulmuş “Ben bilseydim gitmezdim.” dedi o ödül törenine? Ödül törenindeki fotoğraflarına rağmen “Vallahi bana bilgi verilmedi, bilseydim… Keşke önceden söyleselerdi.” diyor.

Biz de diyoruz ki “Neden?” diyor. “O aldığı şirketin şimdi birisi tasfiyeye girmiş, birisi kapanıyor, iki üç tanesini Amerika’da soruşturma konusu yapmışlar.” Bunu araştıralım, öyle bir şey yoksa siz de temize çıkın diyorum. “Efendim, savcılık takipsizlik kararı vermiş.” diyor. Soruşturma iznini neden vermedi? Valilik soruşturma izni vermeyince, o tutanağı tutan görevliyle ilgili inceleme yapılamadı.

Tabii ki valilik soruşturma izni vermeyince de o dosya kapanıyor. 1,5 ton altın yalan beyandan yakalanıyor ve gümrük görevlileri cezayı kesiyor ve para cezası tahsil ediliyor. Şimdi, bunun soruşturulması gerekmez mi? Kim düzenledi, sahte belgeyi kim verdi? Biz “Bu, doğrudan suçu işlemiştir.” demiyoruz ama “Bunun araştırılmasını engellemeyin, soruşturalım.” dedik.

yukarı çık
0
Paylaşım