Menu
RSS

MHP’li Günal: Bankaların Zorla Batırıldığı Yere Yabancı Yatırımcı Gelmez!

  • Yazan 
MHP’li Günal: Bankaların Zorla Batırıldığı Yere Yabancı Yatırımcı Gelmez!

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK, TCMB ve TMSF’nin 2016 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr.Mehmet GÜNAL, son günlerde Yiğit Bulut’un İş Bankası ile ilgili iddialarına değinerek, Bank Asya olayını da hatırlattı ve bankaları batırmak amacıyla manipülatif açıklama yapanların cezalandırılması gerektiğini söyledi.

“Çalık’ın bankası olan Aktif Banka ile ilgili böyle bir açıklama yapılsa cezalandırma olacak mı?” diye sordu. Merkez Bankasının bağımsızlığı ile ilgili tartışmaları da hatırlatan Günal, hukuki güvence olmazsa yabancı yatırımcının gelmeyeceğini belirtti. Kamu bankaları ile BDDK ve SPK’nın Ataşehir ’e taşınmasının yanlış olduğunu ve finans merkezi için doğru yerin Levent-Maslak-İstinye bölgesi olduğunu ifade eden Günal, fiziki bina inşa etmekle uluslararası finans merkezi olunamayacağını, bunun ancak ekonomik ve finansal güç olmakla mümkün olacağını söyledi.

Bank Asya’yı ve İş Bankası’nı Batırmaya Çalışanlar Cezalandırılmalı!

Son günlerde Cumhurbaşkanının danışmanı Yiğit Bulut’un İş Bankası ile ilgili manipülatif sözleri konuşuluyor. Piyasada “İş Bankası” konuşuluyor, ama hâlâ Bank Asya ile ilgili hukuk rezaleti ortada duruyor. O grubun hamileriyle kavganız olabilir, ama halka açık bir şirket, herkeste hisseleri var.

Dolayısıyla bu konuda ciddi anlamda sıkıntı var ve suç duyurusunda bulunulması, soruşturma açılması lazım. Suçu işleyenin adı Recep Tayyip Erdoğan olduğu zaman ya da Yiğit Bulut olduğu zaman soruşturma açılmaz mı? Kanunlar niye vatandaşa uygulanıyor da onlara uygulanmıyor? Küçücük bir eleştiri olayında bile, “Aleyhimizde bir şey söylendi, dava açalım.” diye savcılığa başvuruyorlar. O kanun da Sermaye Piyasası Kanunu, Bankacılık Kanunu kanun değil mi? Bunun gereğini kim yapacak? Suç bulunur bulunmaz, niye dava açılmıyor? Patronuyla kavga edebilirsin, varsa onunla ilgili suç duyurusunda bulunursun.

Şimdi ben buradan bir bankayla ilgili benzer şeyler söylesem, bakalım benimle ilgili suç duyurusunda bulunacaklar mı? Mesela, “Çalık’ın bankası olan Alternatif Bank yatırım bankası olmasına rağmen, PTT’yle havale anlaşması yapıp kara para mı aklıyor?” desem ne yapacaksınız? Yani, PTT Bank kurulurken de söyledik, PTT’nin bankası mı olur? En büyük şüpheli para transferlerinin ve kara para aklamanın yolunun “havale bankacılığı” (hawala banking), olduğunu Genel Kurulda da, Birleşmiş Milletler sözleşmesi onaylanırken de söyledik. Neymiş “Ucuz para transferi, UPT imzaladık PTT Bankla, PTT’yle.” diyorlar. Bunların ciddi anlamda soruşturulması gerekiyor.

“Biz bugün onu yiyeceğiz, seslenmeyelim.” derseniz İş Bankasından sonra yarın a bankasına, b bankasına da gelir, holdingine de gelir. Böyle bir şey olur mu? Zaten sektörün yüzde 50’si yabancının eline geçmiş, yeni kuruluş izinleri, yeni bir tane daha devir izni vermişsiniz.

Hukuki Güvence Olmazsa Yabancı Yatırımcı Gelmez!

Bu şekilde olmaz, bir taraftan Merkez Bankasının kafasına çökeceksiniz, bir taraftan “Vatan haini.” diyeceksiniz, “Faiz lobisi.” diyeceksiniz, ondan sonra da oturup “biz o işi tatlıya bağladık.” diyeceksiniz. Nasıl olacak bu onca hakaretten sonra? Nerede kaldı bağımsızlık? “Faizi düşürmedi.” diye yaygara koparıyorsunuz. Değiştirin “Merkez Bankasının temel görevi enflasyonu düşürmektir.” diyen maddeyi, olsun bitsin. DPT’yi zaten kapattınız Kalkınma Bakanlığı oldu, Merkez Bankası da Ekonomi Bakanlığına bağlı genel müdürlük olsun o zaman.

Sabah Gazetesi 2012 yılında üç kişinin; Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Erdem Başçı’nın finans sayfasına boydan boya resimlerini koyup “bunlar faiz lobisine rant yaratıyor” diye haber yapmıştı. Bu kafayla olmaz. İşinize gelmediği zaman kendi bakanınızı dahi böyle yaparsanız başkalarına neler yaparsınız. Yani DPT’nin kapatılma nedeni de budur. Sizin yatırım talebinizi karşılamadı diye bazı bakanlar gidip şikâyet eder “Burayı kapatalım.” derse, “önce ekonomik değerlendirme genel müdürlüğü yapalım, oradan alalım Başbakanlığa, sonra olmadı, bakanlık yapalım.” dediniz.

Sonra da DPT gitti, Ekonomi Bakanlığı oldu. Bu kafayla ekonomide dışarıdan yatırımcı gelmez, biz dışa bağımlılığa devam ederiz, sıcak para ihtiyacımız devam eder. O ihtiyaç devam ettiği sürece de ne faiz düşer ne dolar düşer. Önce, o bağımlılıktan kurtulmamız lazım onun için de oturup önlem almamız lazım ve hukuk devleti olmamız lazım. Yabancının gelip yatırım yapması için, --sıcak parayı getirip, faizi vurup kaçması değil söylediğimiz-- fiziki sermaye yatırımı yapması, tesis kurması, fabrika kurması için hukuki güvencenin olması gerekir.

AKP’nin filanca “terör örgütü” diye uydurduğu şeyle kavgasından ya da “İş Bankasıyla şu sorunumuz var. Bundan dolayı biz konuşuyoruz.” diye bir şey yok. Yabancı yatırımcı ülkede hukuk uygulanıyor mu, uygulanmıyor mu diye bakar. Yarın gelir benimle de kavga eder mi diye bakar. Sıra ona geldiği zaman ne yapacak? Örnek, Rus Bankası geldi, yatırım yaptı, şimdi kriz çıktı, onlar yaptırım uyguluyor. Biz de yine siyasi bir şekilde oraya gidersek, kanuna uygun bir şekilde yapamazsak bunları, düzenleme yapmadan yaparsak o da kaçar gider.

Finans Merkezi Fiziki Mekanla Değil, Ekonomik ve Finansal Güçle Olur!

BDDK’nın kendi gelirleri var ama 138 milyon sermaye gideri uluslararası finans merkezi projesi kapsamında hizmet binası alımına gitmiş. Bu gereksiz bir harcamadır ve israftır. Defalarca tartıştık: Ataşehir’e o merkezi taşımak gafletin ötesinde bir şeydir, kim savunursa savunsun finans merkezini İstanbul’a taşımak ayrı bir şeydir, fiziki bir finans merkezi oluşumundan medet ummak ayrı bir şeydir, ama global anlamda ekonomik ve finansal güçle finans merkezi olmak apayrı bir şeydir.

Merkeze bina yapmakla finans merkezi olunmaz. Bütün bankalar Levent’teyken ve birincil seçenek olarak Maslak güzergâhı heyet tarafından belirlenmişken birileri rant elde etsin diye bu kamu bankalarının ve BDDK’nın binasını Ataşehir’e taşıyorsunuz. Levent-Maslak-İstinye bölgesi fiilen finans merkezi durumunda. Niye İstinye’deki Hazine arazilerinin yerine finans merkezi yaptırmadın da SPK’nın yerine yaptırdın? Şimdi, İstinye’de bizim arazimiz var: bankalar, SPK, merkezî kayıt kuruluşu, herkes İstinye’de, Levent’te… Özel banka olarak gider miyim Ataşehir’e? “Bana ne senin finans merkezinden?” derim.

Ben milyarlarca yatırım yapmışım oraya, altyapı kurmuşum, 2 tane, 3 tane genel müdürlük binam var. Niye gideyim? Hazineyi niye taşımıyorsun? Ziraat Bankasını niye oraya götürüyorsunuz, yani faaliyet yeri orası mı? “Ziraat Konya’ya gitsin, Halkbank’ı Kayseri’ye götürün” dedim, niye götürmedin? Madem öyle Başbakanlığı da taşı, Hazineyi de götür, Ekonomi Bakanlığını da götür, Ankara’da ne ihracatı yapıyorsun? Müsteşarlık ne işe yarayacak? Antalya’ya da Turizm Bakanlığını götür, yani bu kafayla giderseniz iş oraya doğru gidiyor.

yukarı çık
0
Paylaşım