Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Antalya Barosu; Bu Gidişle Yaşanacak Çevre Kalmayacak!

Antalya Barosu; Bu Gidişle Yaşanacak Çevre Kalmayacak!

Antalya Baro Başkanlığı 5 Haziran Çevre Günü’nde ülkemizde ve Antalya’da yaşanan çevre katliamları nedeniyle yaşanacak çevre kalmayacak dedi. Taşocakları, HES’ler, zeytinliklere yönelik yasa çalışmaları, Giritli Parkı’na otopark yapılması gibi bazı örneklherden yola çıkarak

çevrenin ülkemiz ve kentimiz için ne kadar önemli olruğuna değinen Antalya Baro’su, böyle giderse yaşanacak çevre ve kutlanacak çevre günü olmayacak dedi.

Baro’dan yapılan açıklama şöyle;

“5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne çevre ihlallerinin artarak yaşandığı bir süreçte girmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. 

Doğal yaşamın korunması, ekosistemin bütünlüğü, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi,  arkeolojik değerlerin geleceğe taşınması temel değerlerimiz olması gerekirken, ne yazık ki bu değerlerin yok sayılarak, rant elde etmenin bir aracı olarak görülmesi hepimizi kaygılandırmaktadır.  

Memleketimizin neredeyse her dağı için maden ruhsatı verilmiş, her dere için bir HES projesi geliştirilmiş, tarihi ve kültürel değerlerimiz göz ardı edilmiştir. Gelecek kuşaklara aktarılabilecek doğaya uyumlu projeler üretmek yerine, yaşam alanlarımız, giderilmesi olanaklı olmayan bir şekilde tahrip edilmektedir. 

Köylerinin yakınında taş ocağı işletilen yurttaşlar tedirgindir, termik santrallerin yakınında oturan halkımız tedirgindir, tarımsal alanları imara açılan çiftçimiz tedirgindir. Temiz su kaynaklarımız hızla azaldığı gibi buğdayı bile ithal etmeye başladık.

Türkiye'nin en değerli ormanları maden ocağı adı altında yerle bir ediliyor. Doğru ve gerçekçi bir planlama olmadan, ne kadar taş ocağına gereksinim duyulduğu hesaplanmadan verilen ruhsatlar, ormanlarımızı ve temiz su varlıklarımızı tehdit etmektedir.

Finike’de paha biçilmez değerdeki sedir ormanlarının korunması için mücadele eden Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu cinayetleri daha yeni işlenmiş, çevre mücadelesi yürütenlere gözdağı verilmeye çalışılmıştır.

Yaşama ilişkin her şeyi, canlılığı, yerleşikliği, sürekliliği, vatanı, mutluluğu vs görebileceğimiz zeytinliklerimiz kıyım tehlikesi altındadır!

Yıllardır yeşil park alanı olarak hizmet veren Giritli Parkı’nda katlı otopark yapılması önerisini doğru bulmuyoruz.

Yakın çevresinde başka park alanı ve yeşil alan olmayan mahallede, böyle bir uygulamaya gidilmesi, her tarafımız arabalar, beton binalar, dev alışveriş merkezleri vs ile kuşatılmışken, faydadan çok zarar verecektir. Kentin otopark sorununa başka türlü bir çözüm bulunmalıdır.  

Nükleer ve termik santrallerin, HES’lerin, maden ocaklarının, “ÇED Gerekli Değildir” kararlarının bilançosu sanılandan çok daha ağırdır! Bu doğa talanının, ekolojik yıkımın altında hepimiz kalırız!

Memleketini ve yaşadığı çevreyi seven yurttaşlar ve sorumlu bir meslek örgütü olarak, yaşanabilir bir Türkiye için çevre mevzuatının geliştirilmesini, doğa tahribatına yol açan projelere son verilmesini, aksi takdirde yaşanacak bir çevrenin kalmayacağını belirterek bu konudaki duyarlılığımızı bir kez daha basın ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. Saygılarımızla”

yukarı çık
0
Paylaşım