Antalya Bileşenlerinden Yerel Seçim Tavrı: Emek Ve İşçi Düşmanı Adaylara Oy Yok

Kentin havasını, suyunu, denizini, toprağını, dağını ve taşını yağma ve talan havzaları olarak değerlendiren AKP iktidarının Antalya Büyükşehir Belediyesini yeniden kazanmak için neler yapabileceğinin herkesin malumu olduğunu belirten Aybar,

“Bu açıdan bile ele alındığında Antalya aslında sadece Antalya değildir. Aynı zamanda Türkiye’nin de önemli bir parçasıdır. Bu tespitten hareketle, Antalya Büyükşehir Belediyesini AKP’nin elinden almak

Türkiye’deki demokrasi mücadelesine de büyük katkılar koyacaktır. İçerisinden geçtiğimiz böylesine kritik ve zorlu bir süreçte Antalya’yı AKP’nin elinden almak için yapılması gerekli olan başta KESK, DİSK, TTB, olmak üzere

kentimizin bütün toplumsal dinamiklerine, aday belirleme dahil, seçim hazırlık çalışmalarının her aşamasında ‘özne’ olarak yer açmak, kentin geleceği için alınacak tüm kararlaşmalara ortak etmek ve demokratik,

halkçı ve toplumsal belediyecilik ve yönetim tarzını esas alarak birlikte hareket etmelerini sağlayacak adımlar atılmalıdır” dedi.

Birlikte Yönetelim

Aybar, Antalya Büyükşehir Belediyesi Menderes Türel döneminde, rant, yağma ve yolsuzluk yanında kamu emekçilerine karşı faşizan uygulamalar ile keyfilik ve hukuksuzluk açısından AKP’nin bir laboratuvarı haline

geldiğini de iddia ederek şöyle konuştu: “İnsan hakları ihlalleri, eziyet ve cezalandırma karakterli görevlendirmeler, resmi raporlara ve mahkeme kararlarına yansıyan keyfi personel politikaları ile mahkum edilen

bu faşizan yönetim biçiminden çok ama çok çektik.

Şube Başkanı ve yöneticisi iki arkadaşımız hukuksuz bir şekilde memurluktan alındı! Binlerce işçinin ekmeği elinden alındı. Bir arkadaşımız kanserden, bir arkadaşımız kalpten ve bir arkadaşımızda trafik kazasında hayatını kaybetti.

Yüzlerce arkadaşımız ekonomik, sosyal, psikolojik sorunlarla baş başa bırakıldı. Birçok arkadaşımızın aile düzeni bozuldu. Kısacası, Menderes Türel döneminde,

Antalya Büyükşehir Belediyesi personele karşı baskı, zülüm yanında kanunsuzluk ve suç merkezine dönüştü.”

Sorumluluğumuzu Biliyoruz

KESK, DİSK ve TTB olarak yerel seçimlerin önemi ve üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olduklarını da kaydeden Aybar, “Yerel seçimleri demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak görüyoruz.

Hayır platformu ve adalet yürüyüşü üzerinden biriktirdiğimiz gücümüzü koruyarak ve yerel seçimlerin özgünlüğü dahil, ekonomik krize karşı iş, ekmek, demokrasi ve adalet talebi üzerinden ortaya çıkabilecek her olanağı değerlendirerek,

toplumsal zeminimizi büyütmek görevi ile karşı karşıya olduğumuz bir gerçekliktir. KESK, DİSK ve TTB Antalya bileşenleri olarak özellikle Boğaçayı ve Lara liman projeleri ile kentimizin doğasına, sahil ve akarsularına karşı suç işleyenlere,

sessiz kalarak bu suça ortak olanlara, çevremizi, havamızı, suyumuzu kirletenlere, toprağımızı ve ormanlarımızı yağmalayanlara, kadın, çocuk, yaşlı, engelli haklarını ihlal edenlere, belediyeleri bir şirket,

kendilerini CEO alarak görenlere,  kamu hizmeti üretmekle görevli belediye emekçilerine ‘zulüm’ ve ‘eziyet’ uygulayanlara, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini ve örgütlü toplumu temsil eden kurumları muhatap almayan emek,

işçi ve sendika düşmanı aday ve partilere bizden oy yok” diye konuştu.