Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Çetin Osman Budak: Toroslar Savaştan Çıkmış Gibi

Çetin Osman Budak: Toroslar Savaştan Çıkmış Gibi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, turizm ve tarım yoluyla ülke ekonomisine milyarlarca dolar katkı sağlayan Antalya’nın doğasının düşük katma değerli taş ocaklarıyla tahrip edildiğine dikkat çekerek, “Kısa vadeli hesaplarla açılan taş ocakları, Toroslar savaştan çıkmış gibi bir hale getirdi” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, 69’uncu Jeoloji Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yer altı ve yer üstü doğal kaynakları açısından zengin sayılabilecek durumda olduğunu ancak uzun vadeli planlamalarla değerlendirilmesi gereken doğal kaynaklara, 3-5 yıllık dönemi kurtarabilmek ve siyaseti yönlendirebilmek için talan anlayışıyla yaklaşıldığını belirtti.

Türkiye’de madenciliğin Soma’daki gibi büyük facialarla ya da Cerattepe’deki gibi yandaşlara rant aktarma girişimleriyle gündeme geldiğini belirten Budak, “Madencilik Yasası dikiş tutmuyor. Son 10 yılda 3 büyük değişiklik yapıldı. 2004’ten sonra neredeyse bir talan dönemi yaşandı.

Bir yılda verilen ruhsat sayısı on binlere çıktı. 2005-2010 döneminde madenler için 88 bin 161 başvuru yapılmış, 51 bin 169 ruhsat verilmiş. Bunun doğal kaynakların değerlendirilmesiyle, akılla, mantıkla ilgisi olabilir mi? Maden kazalarında yüzlerce maden emekçisinin yaşamını yitirmesinin bu döneme denk gelmesi, bu talan anlayışının sonucudur” dedi.

Bu süreçten turizm ve tarım yoluyla ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan Antalya’nın da etkilendiğini kaydeden Budak, “Antalya’nın tarım ve turizm kenti olarak geleceğe taşınması gerekliliği açıktır. Türkiye’nin uzun vadeli çıkarı bunu gerektiriyor. Ancak, talan anlayışı Antalya’yı da tahrip etti. Havayoluyla gelen herkes Torosların delik deşik edildiğini görebilir. Düşük katma değerli taş ocaklar, Toroslar savaştan çıkmış gibi bir hale getirdi” dedi.

DENETİME PRANGA

Kamunun denetim sisteminin siyasallaştırıldığını ve zayıflatıldığını kaydeden Budak, bunun olumsuz sonuçlarının madencilik alanında da görüldüğünü kaydetti.

Budak, “Kamunun denetimi yandaşlar için sıfırlanmış durumda. Geriye meslek örgütleri kalıyor. Ama AKP, darbe döneminin mevzuatına dayanarak, meslek odalarına da pranga vurmaya, onların bağımsızlıklarını yok etmeye çalışıyor. Meslek odaları, bakanlıkların idari ve mali denetimi altına sokuldu, bir yandan da gelir kaynakları daraltıldı. Türkiye’nin dört bir yanında talan dönemi yaşanıyor ama bunları denetleyecek yapıların eli kolu bağlanmış” dedi.

ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Türkiye’nin en büyük sorununun temel alanlarda ulusal çıkarları öne alan politikalar oluşturamaması olduğunu vurgulayan Budak, şöyle devam etti:

Türkiye’de bazı ihaleler ve bazı özelleştirmeler var ki, bütün yollar hep Cengiz İnşaata çıkıyor. Bunun tesadüf olması mümkün değil. Türkiye’nin ekonomik gücünü arttırması beklenen doğal kaynaklar,  yandaşlara ekonomik güç sağlamak için kullanılıyor. Türkiye’nin belki de en önemli sorunu gerçekten ulusal çıkarları, kamu yararını önceleyen temel politikaları oluşturamamış olmasıdır.

Eğitimde, sanayide, madencilikte ulusal politika yok. Madenlerini katma değeri yüksek ürünlere dönüştürmek için Türkiye’de köklü bir zihniyet değişimi gerekiyor. Bunun için öncelikle Türkiye’nin yüzünü akla ve bilme dönmesi gerekiyor, hukuka dönmesi gerekiyor. Yani ODTÜ’ye toma ile girmeye kalkışan bir anlayışla, eğitim sistemini altüst eden bir anlayışla bunların yapılması mümkün değildir.”

yukarı çık
0
Paylaşım