Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Bahadır Manyaslıoğlu; Ağaç Logolu ‘Yeni-CHP’ değil, ‘Altı Oklu-CHP’

Bahadır Manyaslıoğlu; Ağaç Logolu ‘Yeni-CHP’ değil, ‘Altı Oklu-CHP’

CHP İl Başkan adaylarından Bahadır Manyaslıoğlu, il seçimleri öncesi oluşturduğu gurupla birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek CHP genel merkezinin etkin muhalefet yerine salon muhalefeti yaptığını belirtti.

“Ağaç logolu "yeni-CHP" değil, "Altı Oklu-CHP" için mücadelemizi sürdürmeye, son nefesimizi verene dek devam edeceğiz” diyerek “Partimizin "Altı Ok" amblemine rakip olarak "çınar" logosu icat edilmiştir, "yeni-CHP" diyerek kurucu felsefeden uzaklaşılmıştır” dedi.

Mevcut AKP hükümetinin yaptıkların sıraladıktan sonra CHP’nin halkı örgütleyemediği, siyasi mücadeleyi salı günleri yapılan Meclis Grup Toplantıları'na sıkıştırdığını, 5 yıldızlı otellerde ve şatafatlı salonlarda, içinde HALK olmayan "nafile" toplantılar düzenlediğini, örgütlere maddi desteği yok noktasına getirdiğini, İl ve İlçe örgütlerinin Belediye başkanlarına teslim edildiğini, örgüt yapılanmasının demokratik işleyişten yoksun bırakıldığını, parti tabanıyla bağlarının kopartıldığını söyledi.

Manyaslıoğlu sözlerine şöyle devam etti;

“Bunca yıldır, partimiz Cumhuriyet Halk Partisi, bu iktidarı devirememiş, seçim kazanamamıştır. Peki, ne yapmıştır, ne yapamamıştır; Seçmen kitlesini umutsuzluğa terk etmiştir. Öz evlatlarını ötelemiş, 12.Madde ile partiye kaydettiği kişileri; Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyesi, Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi, MYK Üyesi yapmıştır.

Beşli komisyon eliyle örgütler by-pass edilmiş, devre dışı bırakılmıştır. Dokuya göre siyaset yerine "dokuya uygun aday" yanlışına düşülmüştür. Adaylar, niteliklerine bakarak değil "cüzdanlarına" bakarak tercih edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Aday belirleme sürecinde örgütler ve taban yok sayılmıştır. 7 Haziran Genel Seçimlerinin ardından, rakiplerin ortaya koyduğu siyaset doğru okunamamıştır.

Partimizin "Altı Ok" amblemine rakip olarak "çınar" logosu icat edilmiştir. "yeni-CHP" diyerek, kurucu felsefeden uzaklaşılmıştır. Atatürk'ün partisinde, Mustafa Kemal Atatürk tartışılabilir hale getirilmiştir. Emekçilere ve işçi sınıfına önderlik yapamamıştır. Çiftçiye ve üreticiye umut olamamıştır, Ezilen, gariban halkı kendisine inandıramamıştır.

Eğitim sistemimiz çökertilirken, ne velileri ne de eğitimcileri örgütleyip, harekete geçirememiştir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, "kuvvetler birliği"ne dönüşürken, baroların, yargı örgütlerinin mücadelelerine önderlik edememiştir.

SOL ve SOSYAL DEMOKRAT söylemlerden ve uygulamalardan hızla uzaklaşılmıştır. Seçilenler, kendi iktidarlarını sürdürebilmek, koltuklarını koruyabilmek adına "anti-demokratik" uygulamalar yapmıştır.

Genel Başkan başka, Yardımcıları başka, Vekiller başka konuşmuş, "Eylem ve Söylem" birliği sağlanamamıştır. İşten kovulan partililere sahip çıkılmamıştır. Sürgünlere gönderilen partililer, kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır. Gerçekleşen onca katliama karşı, yapılan eylemler "karanfil koymaktan" öteye geçmemiştir.

Hiçbir olumsuz olaya "kitlesel" eylem planlanmamıştır. Hem yerel, hem de genel siyasette ses getiren bir "muhalefet" yapılamamıştır! Tüm bu olumsuzluklara rağmen bizler, Ne partimiz Cumhuriyet Halk Partisinden, ne de Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerinden vazgeçmedik, geçmeyeceğiz!

Partimizden umudumuzu hiç yitirmedik, yitirmeyeceğiz! SOL demekten korkmadık, korkmayacağız!

Geçmiş gölgesini, gündoğumu gibi gösterenleri de, örgütün başarısız olmasından medet uman sözde CHP'lileri de, aday gösterilmeyince dönenleri de, unutmadık, unutmayacağız! ihanetçileri asla affetmedik, affetmeyeceğiz! Mücadele etmekten hiç yorulmadık, yorulmayacağız!

Açık ve net söylüyoruz ki; ağaç logolu "yeni-CHP" değil, "Altı Oklu-Cumhuriyet Halk Partisi" için mücadelemizi sürdürmeye, son nefesimizi verene dek devam edeceğiz. Bizler siyaseti, makam, mevki ve unvan için yapmadık.

Bundan sonra da bu yönde bir beklentimiz yoktur, yapılacak olan "olağan" veya "olağanüstü" il kongrelerinde "aday olmadığımı" bugünden ilan etmekte de sakınca görmüyorum! Derdimiz "sen git, ben geleyim" derdi değildir. Derdimiz yangın yerine dönen Yurdumuzdur, Derdimiz yıkılmaya çalışılan Cumhuriyetimizdir,

Derdimiz taciz edilen, dövülen, öldürülen Kadınlarımız ve Çocuklarımızdır.

Mustafa Kemal Atatürk, BURSA NUTKU'nda demiştir ki;

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

Atatürk'ün Bursa Nutkundan aldığımız yetkiyle, "Seçilmişlere ve Genel Merkeze" çağrımızdır; Başta, Meclis Başkanlığınca alınan "23 Nisan Resepsiyonunu" yapmama kararını tanımayınız! "Şehitlerimizi" bahane ederek bu kararı alanlar, bilmelidir ki, oturdukları o koltuklar, "şehitlerimizin" sayesindedir.

Genel Merkezimiz, örgütlere göndereceği bir genelgeyle, tüm Türkiye'de, 23 Nisan Cumartesi günü, ortak ve kitlesel yürüyüşlerle alanlarda olunması talimatı vermelidir. Eğer ki bunu da yapamayacaksanız, lütfen "işgal ettiğiniz koltukları" terk etme nezaketi gösteriniz!

"Korkmayın, Yılmayın, Sinmeyin." diyenlere sesleniyoruz;

"Korkmuyoruz, Yılmıyoruz, Sinmiyoruz." Sizi de bekliyoruz!

İNADINA CHP, İNADINA SOL! CHP için "SOL da BİZ" HAREKETİ”

yukarı çık
0
Paylaşım