Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

MHP’li Günal: AKP’den Yandaşa Kıyak, Siyasilere Ballı Maaş!

  • Yazan 
MHP’li Günal: AKP’den Yandaşa Kıyak, Siyasilere Ballı Maaş!

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 2016 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr. Mehmet GÜNAL, Sayıştay’ın uyarılarına rağmen Ulaştırma Bakanlığı’nın ihalelerde ve diğer bazı işlemlerde usulsüzlüklere devam ettiğini, TÜRKSAT’ın da Sayıştay denetiminden kaçırılmaya çalışıldığını söyledi.

TÜRKSAT ve TURKCELL yönetim kurullarına konuyla alakası olmayan siyasilerin ballı maaş almaları için atandığını belirten Günal, bu durumun şirketlerin karını etkilediğini söyleyerek BTK ve SPK’yı göreve çağırdı. 4G ihalesinin de bakanların kendi aralarındaki kavgaya kurban gittiğini belirten Günal, yerli şirketlerin yaptığı çalışmaların çöpe gideceğini vurguladı.

Antalya’daki EXPO 2016 güzergahı üzerinde yapılan raylı sistem inşası sırasında Aksu köprüsündeki geçişin unutulmasını ise skandal olarak niteleyen Günal, yüksek hızlı trenin Polatlı bilet ücretlerinin diğer güzergahlardan çok daha fazla olduğunu ifade etti ve bunun MHP’li belediye başkanını seçen Polatlılıların cezalandırılması anlamına geldiğini söyledi.

Sayıştay’ın Uyarısına Rağmen Ulaştırmada İhale Usulsüzlükleri Devam Ediyor

Sayıştay’ın Ulaştırma Bakanlığı raporuna göre, geçmiş yıllardaki ususlsüz ve hukuka aykırı uygulamalar devam ediyor. Sayıştay raporunun tespit ve değerlendirmeler kısmının bulgular bölümünde sıralanmış olan birkaç örnek veriyorum; “1- Yapım işi olan işlerin mal ve hizmet alımı olarak yaptırıldığı.”, “2- Teknik personelle ilgili yetersizliklerin üstünün örtüldüğü...” Metro işlerinde, yapım işlerindeki teknik personele ilişkin bildirimlerin zamanında yapmadığı ve bu hususun görmezden gelindiği ile ilgili “mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılmaması” diyor.

Bu düzenlemeye göre sadece mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerde uyumun ve standardizasyonun sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmet alımlarının doğrudan temin edilebileceği görülmüş, ama yapım işleri olarak tanımlanan her şeyi doğrudan teminle yaptığınızı söylüyor. Teknik personelle ilgili çelişkili ifadeler bulunuyor. Anlaşılıyor ki burada, ihalelerde ve teknik personelle ilgili yapılan işlerde bir problem var. Yani Sayıştay raporlarına göre ihalelerde hukuka aykırılık olduğu ve mevzuata aykırı şekilde teknik personel çalıştırıldığı açıkça belirtiliyor.

TÜRKSAT ve TURKCELL Yönetimi AKP’li Siyasilerle Dolduruldu!

Sayıştay’ın artık bize sunmadığı KİT raporları içerisinde TÜRKSAT’ın raporu yok. Sayıştay, burada, “KİT denetim raporlarını biz paylaşmak zorunda değiliz.” diyor. Onun üzerine de TÜRKSAT ve TURKCELL ile ilgili bazı haberler okudum. Biz o teknik kurumların siyasi olarak doldurulmasını doğru bulmuyoruz, başta TÜRKSAT olmak üzere, buralar arpalık olarak kullanılmamalı. Oraya teknik personel lazım, oraya mühendis lazım, oraya bilim adamı lazım, hatta daha önce yurtdışında çalışmış, bunlarla ilgili işler yapan uzmanlar lazım.

Bu uydu çok teknik bir şey, yani eski bakanların, eski siyasetçilerin TURKCELL gibi, TÜRKSAT gibi böyle kurumlarda yönetici olmasını benim aklım almıyor. Bu kurumların dünya çapında kurumlar olması gerekiyor, çok önemli projeleri onlara emanet ediyoruz. Yönetim kurulu bir şirketin karar organıdır. Şimdi kurumsal yönetim ilkeleri açısından bakıyorum. Yöneticilerin şirketin faaliyet konusu ile alakası yok! Cumhurbaşkanı danışmanları, Başbakan danışmanları ve aynı anda da bürokrat olan arkadaşların hepsi bu şirketlere yönetim kurulu üyesi atanmış.

Bu şirketlerin dünya çapında, gidip bilimsel temaslara, fuarlara, bu tip teknolojik çalışmalara AR-GE çalışmalarına katılmaları gerekiyor. Bakıyorum özelliklerine, elimde liste var, şaşırdım, yani sadece iki tanesinde konuya yakın uzmanlık görünüyor. Şimdi, bu kafayla nasıl yöneteceğiz bu şirketleri?

Aynı şey TURKCELL’de var. Eski iki bakan yönetim kurulu üyesi olarak atandı, ikisinin de alanı iletişimle ilgili değil. Birtakım verilere baktım, TURKCELL’in kârlılığına baktım, o yönetim kurulu üyeleri değiştikten sonra kârlılıkta düşüş var. Atadığınız arkadaşlara bakıyorum, hepsi siyasi. Ya birileri “Orada şu kurumu temsil etsin veya para kazansın.” diye bu şirketlere atanamaz. Bu sadece bir kamu kurumu olsa da atanamaz, ama bu halka açık, uluslararası borsalarda işlem gören bir şirket. Yani, yine, hem Sermaye Piyasası Kurulunun hem Bilgi Teknolojileri Kurumunun buraya müdahale etmesi lazım. Ama siyasi atamalarla yaparsak o zaman bu suçlamaların yazılmasına da, söylenmesine de maalesef maruz kalacaksınız.

TURKCELL şirketi AKP’nin kontrolüne geçtikten sonra TÜRK TELEKOM’la uzlaşma yapılmış, 2015 Aralık ayının sonunda. 220 milyon liralık alacak davasından vazgeçilmiş. Yani acaba davaları kazanacak mıydı, kaybedecek miydi? Şimdiye kadar neden mahkemeliklermiş de siz tamamen hâkim olunca şimdi TÜRK TELEKOM’la uzlaşılıyor? Veya TÜRKSAT’ın TÜRK TELEKOM’dan aldığı şeylerin fiyatları var.

Yani TÜRK TELEKOM artık Hazinenin bir şirketi olmaktan çıktı. Özel bir şirket. Onun orada tekel konumunu sürdürmesini seyreden, müsaade eden Telekomünikasyon Kurumu Başkanımıza da soruyorum, görevi rekabeti düzenlemek. Düzenleme, Denetleme Kurumunun görevi o sektörde rekabeti sağlamak, özelleştir me sonrası tekel oluşumlarını önlemek.

4G Bakanların Kavgasına Kurban mı Gitti? Çöpe mi Gidecek?

Aynı şeye bakıyoruz, örnek, işte, 4G ihalesinde her kafadan farklı bir ses çıkıyor. 4,5G nedir, 4G nedir? Sizin raporda şöyle hemen bir sayfayla hızlıca okudunuz geçtiniz, sadece faydaları zararları yazıyor. 3G’yi şu anda kaldırdınız mı? Yani dünyada 4,5G diye bir şey var mı? Neden tekel oluşumuna müsaade ediyoruz? 4,5G’den önce 4G’ye ne kadar şirket yatırım yaptı? Peki, 2020’de, 2018’de kesinleşecek, 5G’yi bekleyelim, bu arada ne kullanacağız, 3’e mi devam edeceğiz? Yani herkes 4 kullanırken biz 3’te mi bekleyeceğiz, ben onu anlamadım.

Peki, 4,5 ne zaman olacak? 1 nisandan itibaren kullanılabilir diye sözleşme yapıyorsunuz, 1 nisana yetiştirecek mi? Ne kadar olacak? Ve dünyanın ne kadar yerinde var, başka yerde 4,5 var mı? Sadece Çin’de mi var diye onun için sordum. Ben zamanın dar diye öyle söylüyorum Yani isimleri de, kimlerin atandığını da, ne olduğunu da, ihalenin ayrıntısını da biliyorum ama bu konuları da bize söylemeniz lazım. Bunlar nedir yani, faydası ne, zararı ne, hangisi nereye yarayacak, ne kadar hızlı bir teknoloji gelecek?

EXPO Raylı Sistem Güzergahında Skandal İhmal!

EXPO’yla ilgili de bir şeyler söylediniz, hızlı geçtiniz, ama yapılacak daha çok şey var. Antalya Milletvekili olarak oradaki bazı aksaklıkları size iletmek istiyorum. Maalesef EXPO’ya gidecek olan raylı sistem güzergahında Aksu Köprüsü’nün üzeri unutulmuş Sayın Bakanım. Yani sonradan “Değiştirdik.” diyorlar, işte biz de onu söylüyoruz zaten. “Soldan geçecek.” diye yapıp onu baştan düşünmek lazım. “Efendim, altında, zeminde sıkıntı vardı, onun için kuzey tarafından geçiremedik.” diyorlar.

Peki, şimdi nasıl olacak? Açıklama çok komik yani aynen resmî açıklamadan okuduğum için söylüyorum, hani yazılan haberin ötesinde bir garabet var. Bölge müdürümüzün açıklamasına baktım, diyor ki: “Efendim, normal yapılan üst köprünün bir şeridinden, kara yolu için yapılan şeritten geçireceğiz. “ Gerçekten, şimdi, burada arkada bir sürü mühendis arkadaşım var, bakıyorlar. Şimdi, ben yani haftada üç sefer, dört sefer, hafta sonu gitsem de gidip gelip geçiyorum o köprüden. Arasında geçecek bir yer de yok.

Normal şartlarda iki köprünün arasına yer konulması gerekiyordu. Dedikleri gibi “Kuzey tarafından geçireceğiz.” diye bırakmamışlar ama orası da kenarda kebapçıların, köftecilerin önünde bir tali yol gibi olduğu için kalmış. Şimdi, bunların etüdü önceden yapılmaz mı yani oranın zemininin uygun olup olmadığı bilinmez mi?

Şimdi nasıl yapacağız? Yani kara yolunun geçtiği yerden raylı sistemi, o asfaltın bir kısmını delip oradan mı geçireceğiz, ben anlamadım. Neden oldu, ben söyleyeyim size. “G -20 var, o var yetiştirelim.” derken paldır küldür yaptılar, o arada dikkate almadan yapıldı. Sonradan da fark edilince yeni bir gerekçe bulmaya çalışıyorlar.

MHP’li Başkanı Seçen Polatlılılar Yüksek YHT Zammı ile Cezalandırılıyor!

Hazır raylı sisteme gelmişken ,bu yüksek hızlı trene ne kadar sıklıkla bilet zammı yapılıyor, hangi dönemlerde yapılıyor? Yani yılın belli dönemlerinde mi yapılır, neye göre yapılır? Yani, kilometreye göre mi zam yapılıyor, yolcu sayısına göre mi zam yapılıyor, maliyete göre mi zam yapılıyor, anlayamadım.

“Neden?” derseniz, şimdi, Polatlı’ya gidip gelen arkadaşlarımız var, diyorlar ki: “Birinci zamda yüzde 29, Konya’ya yüzde 9, Eskişehir’e yüzde 9, Polatlı’nınki yüzde 29:” İkinci zam: Yine Konya 14, Eskişehir 14, Polatlı yüzde 41,5. “Polatlı’nın kilometresi buradan oraya 88, Eskişehir 245, Konya 306.” diyorlar yani tam yarısı. 480’miş herhâlde aboneliklerden bahsediyorlar, yanlış hatırlamıyorsam.

Şöyle bir laf var, burada mı bilmiyorum YHT Yolcu Dairesi Başkanımız “Bana kalsa Polatlı’da treni hiç durdurmam, onları hizmetin fazlasını hak etmiyor.” demiş. Yani, Polatlı’nın MHP tarafından kazanılmasından dolayı cezalandırılması acaba söz konusu mu? Teknik bir şey var mı?

yukarı çık
0
Paylaşım