Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

TOD’un Antalya Adrasan Orman Yangın Raporu

TOD’un Antalya Adrasan Orman Yangın Raporu

Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Baatı Akdeniz Şubesi; Kumluca-Adrasan orman yangınlarıyla ilgili hazırladığı raporda, Orman Genel Müdürlüğü’nün orman yangınları konusunda ciddi yaklaşım, organizasyon, koordinasyon ve personel kullanımı eksiklikleri olduğunu ileri sürdü.

Oluşturulan dört kişilik komisyon tarafından yangın bölgesinde sürdürülen üç günlük incelemeler sonrasında hazırlanan söz konusu raporda, yangınla ilgili gerçek durumun kamuoyundan gizlendiği ve söndürme maliyetlerinin paylaşılmadı bir ortamda yangınlarla mücadelede başarı elde edilmesinin mümkün olamacağına işaret edildi.

YANGIN SIRASINDA KÖYLÜ CUMA’DAYMIŞ!..

Hazırlanan beş sayfalık raporda ilginç tespitlerede yer verildi. Yangının 24 Haziran 2016 Cuma günü Cuma namazı sıralarında (1235) Erentepe köyü yakınlarında çıktığı ve yerel halkın Cuma namazında olması nedeniyle yangına müdahalesinin olamadığı, yangın ekiplerinin yaklaşık yarım saat içinde yangına müdahale ettiklerinin köylüler ve teknik elemanlar tarafından beyan edildiğine dikkat çekilen raporda, “Yangın, Erentepe yangın kulesi ile Erentepe mahallesinden Belen ve Toptaş mevkilerine doğru ilerlerken şiddeti düşük yangına karşı müdahale ekipleri, yangın cephesine yakın bir noktada müdahale hattı oluşturmuşlardır.

Bu durumun yerel koşulları tanımamaktan kaynaklandığı ve Cumartesi sabahı saat 04.30 civarında poyrazın şiddetini (30-35 km/saat) artırmasıyla dozerle açılmış hattın aşılarak yangının kontrolsüz ilerlemesine yol açıldığı anlaşılmıştır” denildi.

YÖNETİMDEKİ AKSAKLIKLAR

Yangın amiri görevini üstlenen orman bölge müdürünün yangın alanına doğrudan girerek yönetmeye çalışması ve bu arada ciddi bir tehlike atlatmasının yangın yönetiminde ciddi aksamalara yol açtığıda ifade edilen raporda, “Yanan alanın büyük bir bölümünde (yaklaşık %75) kızılçam ağaçlarının ibrelerinin sadece kavrulmuş olması ve maki bitki örtüsünde ince dalların 1 mm çapa kadar olan kısımlarının tüketilmiş olması yangının orta şiddette bir yangın olduğuna işaret etmektedir.

Şiddetli yangına maruz kalmış alanların toplam alnın %15’ini oluşturduğu tahmin edilmiştir. Yangında; Tahminen 1000-1200 hektar alan etkilenmiştir.

2 adet uçak (30 saat), 9 helikopter (135 saat), 90 arazöz, 15 dozer (biri yanmıştır), 5 greyder, 5 su ikmal aracı, 10 ilk müdahale ekibinin görev almış olduğu bilgisi edinilmiştir.

Kumluca yangın alanında 17 ev yanmış, yaklaşık 200 dekar sera ve 300 dekar bahçe (nar, zeytin, narenciye) zarar görmüş, 60 büyük ve küçükbaş hayvan telef olmuştur. Yangın, sulamada kullanılan su havuzları, su pompaları ve sulama sistemlerini de tahrip etmiştir.

Adrasan yangın alanında yaklaşık 100 büyük ve küçükbaş hayvan telef olmuştur” tespitlerine yer veriliyor.

GERÇEĞİ AÇIKLASINLAR

Yanan alan miktarının 350 hektar olduğuna dair açıklamaların gerçeği yansıtmadığı da ileri sürülen raporda, “En az 1000 hektarlık bir yangını 350 hektar olarak tahmin edip kamuoyuna duyurmak mühendislik nosyonu ile açıklanamaz. Aradan geçen uzunca bir zamana karşın çok hatalı olduğu apaçık tahminin düzeltilmemiş olması devlet kurumu güvenirliliğine olduğu kadar mühendislik etiğine de aykırıdır.

Müdahalenin de iyi planlanmadığı açıklıkla görülmüştür. Zor koşullarda çalışan yerel halk, işçi ve teknik elemanların su ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli aksamalar yaşanmış, oruçlu işçiler oruçlarını açamamışlardır” ifadelerine yer verildi.

GERÇEKÇİ TAHMİNLERDE BULUNULMADIĞI İÇİN

Başka işletmelerden gelen ekiplerin kiminle temasa geçeceklerini, ne yapacaklarını bilmeden beklemek zorunda kaldıkları, bazı ekiplerin hiçbir müdahalede bulunmadan geri döndükleri de ifade edilen raporda, “Panik havası içinde, gerçekçi tahminlerde bulunulamadığından gerekenin çok üzerinde ekip ve ekipman çağrılmış, bunlar zaten aksak olan koordinasyonu daha da karmaşık hale getirerek yangın söndürme çalışmalarını olumsuz yönde etkilemiştir.

Başka işletmelerden gelen ekiplere yöreyi bilen deneyimli elaman desteği verilememesi koordinasyonu olduğu kadar etkinliği de olumsuz yönde etkilemiştir. Yerel halk talimat almadığını söyleyerek yanan evine bile müdahale etmeyen arazöz operatörlerinden şikayetçi olmuşlardır.

YANIGINA AHŞAP DİREKLER NEDEN OLDU

Kumluca yangınının Erentepe yakınında enerji hattının (230 kw) kısa devre yapmasından çıkmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğu da ifade edilen raporda yer alan diğer tespitler ise şöyle:

“Yerleşim yerleri ve tarım alanlarına enerji ahşap direkler aracılığı ile dağıtılmaktadır ve alan çalışmamız sırasında pek çok direğin yanarak devrildiğini ve enerji kablolarının yerde süründüğünü gözlemledik. Yangının çıkmış olduğu ileri sürülen noktadaki direk ve teller muhtarlık koruması altında, ancak bu noktada pek çok ziyaretçi ile karşılaştığımızı da belirtmeliyiz. Oysa bu noktanın orman idaresi tarafından da korumaya alınması ve yetkiler gelinceye kadar delillerin korunması sağlanmalıydı.

Yapılan incelemede yerdeki kabloda kısa devre (ark) izleri görülmüştür. Tabanın meyilli ve kolay ateş alabilen kuru otlarla kaplı oluşu yangının bu noktada başlamış olabileceğini düşündürmektedir. Köylüler bu noktada bir kaç kez daha yangın çıktığını, 2013 senesinde TEDAŞ’a dilekçe vererek direk ve hatların elden geçirilmesini talep ettiklerini de dile getirmişlerdir.

Köylüler sıcakta uzayarak ve rüzgarda birbirine çarpan telleri sabitlemeye (tellere taş asarak, aralarına gergi koyarak, vb.) çalıştıklarını beyan etmişlerdir. Yanma riski yüksek orman içinde enerji hatlarının kolay yanabilen ağaç direkler kullanılarak sağlanmaya çalışılması da mühendislik (elektrik, orman) nosyonuyla açıklanabilecek bir durum değildir.

ORMAN KENARINDAKİ TESİSLER

Orman ve bitişiğine inşa edilen turistik tesis, fabrika, HES, taş ve maden ocağı, çöplük, ikinci konut, sera, tarım alanlarının gittikçe artmakta ve bunun da orman yangınlarında yeni sorunlara neden olduğu da vurgulanan rapora şöyle deniliyor:

“Bu alanlar ya da yapılar (orman/tarım alanı, orman/yerleşim yeri, orman/tesis, vb. arakesitleri) bu yangınlarda görüldüğü gibi, orman yangınlarına maruz kalabilmekte (24 ev yandı, turistik tesisler boşaltıldı, vb.) ya da buradan çıkan yangınlar ormana sıçraya bilmektedir.

Bu orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarını önemli ölçüde karmaşıklaştırmakta, öncelikleri değiştirmekte, yeni deneyim ve stratejileri zorunlu kılmaktadır. Orman içi ve bitişiğindeki tüm tesisler ve alanlar ile orman arasında güvenli zonlar tesisi ve yangına dayanıklı ya da dirençli tasarım ve malzeme kullanılmasını, ilgililerin eğitilmesi ve denetlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Bu acilen ele alınması ve çözüme bağlanması gereken bir konudur. Yanan evler ve çevrelerinde hiçbir önlem alınmadığı hatta bu konuların ilgi taraflarca üzerinde hiç durulmadığı anlaşılmıştır. Adrasan yangının ev çevresinde depolanan kuru ve yanıcı bitkisel atıklardan kaynaklanmış olması çarpıcı bir örnektir. 

Orman yangını risk ve tehlikesinin düşürülmesinde ve yangınla mücadele çalışmalarında denetimli yakma ve karşı ateş tekniklerinin kullanılması Orman Genel Müdürlüğü envanterlerine girmeli ve gerekli eğitim ve uygulama çalışmalarına gecikilmeden başlanmalıdır.

yukarı çık
0
Paylaşım