Menu
RSS

DEM Parti Antalya İl Örgütü Kadın Meclisi: Tacize ve İstismara Geçit Vermeyeceğiz

DEM Parti Antalya İl Örgütü Kadın Meclisi: Tacize ve İstismara Geçit Vermeyeceğiz

Antalya Attalos Meydanı’nda toplanan DEM Parti Antalya İl Örgütü Kadın Meclisi Üyeleri kadınlara karşı yapılan taciz ve istismarları protesto ettiler.

Kadın Meclisi adına konuşan Songül Şarklı “Kadın hareketi olarak devletin özel savaş politikaları ve bu politikaların yürütücüleri ve uygulayıcıları olan üniformalıların yaptığı taciz ve tecavüzleri normalleştirmelerine izin vermeyeceğiz. Bu temelde başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı

erkek devletin özel savaş politikalarına karşı öz değerlerini sahiplenmeye, korumaya ve mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Şarklı konuşmasına şöyle devam etti:

“Kürt şehirlerinde yürütülen savaş Kürt kadınlar olarak verdiğimiz mücadelenin boyutlarını da şekillendirmektedir. Uzun süren savaşların galibi olamayan devletler, kirli ve ölçüsüz politikalarını devreye koyarak uzun vadede toplumun iradesini teslim almayı hedeflerler.

Bu açıdan devletin tüm imkanlarını kullanarak özelde kadınları, gençleri ve çocukları hedefleyip düşürmek isterler. Özellikle son 10 yıldır kesintisiz devam eden ve yoğunlaşan savaş gerçekliği K Kürt şehirlerinin özel savaşın merkezinde olduğunu daha net ortaya koymaktadır.

Kayyımların özelde kadın kurumlarını hedef alıp kapatması, bunun yanında kolluk kuvvetlerinin tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi genç kadınları hedef alması, yine gerici, tekçi, cinsiyetçi oluşumlar olan siyasal İslam’ın kurumlarının yoğun bir şekilde açılması ve

toplumun ahlaki politik değerlerinin bunlar eliyle çürütülmesi özel savaşın Kürt şehirlerindeki boyutunu gözler önüne sermektedir.

AKP-MHP faşist iktidarının Kürt şehirlerinde geliştirdiği özel savaş politikaları sonucunda 12 Nisan akşamı Şırnak’ın Dicle mahallesinde yaşanan taciz olayı ile derinleştirilmeye çalışılıyor. Ama biz kadınlar olarak dün olduğu gibi bugün de devletin özel savaş politikalarına karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız.

Ve her yerde toplumsal gücümüzle öz savunmamızı geliştireceğimiz sözünü yerine getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz. Uzman çavuş Musa Orhan örneğinde olduğu gibi toplum düşmanı bu unsurların cezalandırılmaları yerine Ankara’ya sözde sağlık gerekçesiyle kaçırılarak

koruma altına alındığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Rejim tarafından Kürt şehirlerinde geliştirilen özel savaş politikalarının ve onların yürütücüsü olan üniformalıların taciz, tecavüz, uyuşturucu ve fuhuş gibi toplumsal değerleri yok etmeye çalışan politikaları başta genç kadınlar ve gençler şahsında Kürt şehirlerini yozlaştırma ve

kendi öz değerlerinden kopartılmaya çalışıldığının açık göstergesidir. Bu olayda görüldüğü gibi rejimin Kürt şehirlerinde kadınlar şahsında uygulamaya çalıştığı özel savaş politikasını, Kadın Özgürlük Hareketimiz ve onurlu halkımız tarafından geliştirilen öz savunmayla boşa çıkartılmıştır.

Dolaysıyla bu onurlu duruşla birlikte hem rejim ve hem de yürütücüsü olan üniformalılar boyunun ölçüsünü almıştır.

Bilinmelidir ki Kürt Kadın Özgürlük Hareketi olarak, başta Kürt şehirleri olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara yönelik geliştirilecek her türlü ahlaksızlığa, şiddete ve adaletsizliğe karşı sessiz kalmayacağımızı ve toplumsal örgütlüğümüzü sağlayarak

öz savunma hakkımızı geliştirerek cevap vereceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.

Kadın hareketi olarak devletin özel savaş politikaları ve bu politikaların yürütücüleri ve uygulayıcıları olan üniformalıların yaptığı taciz ve tecavüzleri normalleştirmelerine izin vermeyeceğiz. Bu temelde başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı erkek devletin özel savaş politikalarına karşı öz değerlerini sahiplenmeye, korumaya ve mücadeleye çağırıyoruz.”

yukarı çık
0
Paylaşım