CHP’li Budak’tan İçtüzük Tepkisi

Tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla TBMM’de muhalefet ortamı yok ediliyorsa, bunun adı sivil darbedir. TBMM'de sesimizi kesmeye kalkarlarsa, meydanlara iner, halkımızla birlikte demokrasiyi savunuruz" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Halk TV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de hukuk ve demokrasi alanındaki gerilemenin doruğa çıktığını kaydeden Budak, Cumhurbaşkanı Erdogan’ın kendine göre “uyumlu yasama-yürütme-yargı” istediğini ve AKP’nin de bu yönde adımlar attığını söyledi.

Budak, “Bir ülkede yasama, yürütme, yargı ve hatta medya bir kişiye bağlanıyorsa, orada demokrasiden söz edilemez. Bizim konuşacağımız, temel kurum, yegane yer Meclis’tir.

Şimdi TBMM’de muhalefetin sesi kesilmek isteniyor. İçtüzük değişikliği talimatını veren Cumhurbaşkanı, yasamayla ilgisi olmayan, tarafsızlık yemini etmiş biri.

Yerine getiren AKP. Bunun anlamı AKP devletidir. Muhalefetin halk adına muhalefet yapacağı ortam TBMM’de yok ediliyor. Bunun adı sivil darbedir” diye konuştu.

Muhalefet Vekillerine Pervasız Müdahale

Parlamento ve milletvekillerinin itibarsızlaştırılmasına dönük ciddi bir kampanya yürütüldüğünü, TBMM dışında özellikle muhalefet milletvekillerine “pervasız” müdahaleler yapıldığını kaydeden Budak, “Son günlerde TBMM dışında milletvekillerimize yönelik bir itibarsızlaştırma gayreti var.

Bir milletvekilimiz uçaktan indiriliyor. Bolu milletvekilimizin gözüne  ‘sık sık dokunulmazlığı’ yok denilerek portakal gazı sıkılıyor. Zonguldak’ta madencilerle görüşmek isteyen vekillerimize polisler engel çıkarıyor Eskişehir’de milletvekillerimiz ve CHP’lilerin yürüyüşü engellenmek isteniyor.

Burdur milletvekilimiz ve partililerimizin, AKP’lilerin girdiği bir şenlik alanına girişi engelleniyor. Güvenlik görevlisi ‘siz giremezsiniz’ pervasızlığı yapabiliyor. Bu ortamı yaratan AKP’dir” dedi. Budak şöyle devam etti:

“Tüm bunlar karşısında boynumuzu büküp oturmayacağız. Halk bizi hizmet etmek için gönderdiyse, biz bunun gereğini yapacağız. Ben demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, meslek örgütlerinin, ülkenin rejiminin değiştirilmesine seyirci kalacağını sanmıyorum. Ümitsiz değilim.

Halkımızın yüzde 50’sinden fazlası bu gidişe sessiz kalmayacaktır. Biz mücadelemizi yapacağız. Meclis içinde de sesimizi kesiyorlarsa,  meydanlar orada. Meydanlar bizimdir.

Anayasal hakkımızı, demokratik hakkımızı meydanlarda kullanırız. Meydanlara iner, halkımızla birlikte demokrasiyi savunuruz.”